Bir Sosyal Uzlaşı Aracı Olarak Halkla İlişkiler ve Toplumsal Etik Çalıştayı

calistay2.jpg


İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü ve İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ortaklığı ile geçtiğimiz günlerde düzenlenen "Bir Sosyal Uzlaşı Aracı Olarak Halkla İlişkiler ve Toplumsal Etik" başlıklı çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı.

İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Yenğin ve Bersay İletişim Onursal Başkanı Ali Saydam'ın açılış konuşmasını yaptıkları, Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Deniz Akbulut'un moderatörlüğünde gerçekleştirilen çalıştayın,  "Bir Sosyal Uzlaşı Aracı Olarak Halkla İlişkiler" başlıklı birinci oturumun ana konuşmacıları İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayla Okay ve TÜHİD Yönetim Kurulu Üyesi / On İletişim Kurucu Ortağı İpek Özgüden Özen olurken; "Halkla İlişkiler ve Toplumsal Etik" başlıklı ikinci oturumun ana konuşmacıları ise Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Özgen ve İDA Etik Kurulu Üyesi/Denove Halkla İlişkiler Kurucu Ortağı Erhan Serhat Özkütükçü oldu.

Çalıştayda ana konuşmacıların yanı sıra İDA Başkanı ve Artı İletişim Yönetimi Yönetici Ortağı Esra Şengülen Ünsür, Feveran İletişim Kurucu Ortağı Tülin Çeneli Dönmez, CitiPR Ajans Başkanı Derya Aslan, O2 İletişim Ajans Başkanı Karolin Ergin, Alya İletişim Danışmanlığı Kurucu Yöneticisi Firuze Kaymaz Fahjan, Gazeteci Filiz Güler, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayda Uzunçarşılı Soydaş, Çanakkale Üniversitesi Ezine MYO Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Hicran Özlem Özer Ilgın, İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Begümhan Göktürk ve İstanbul Aydın Üniversitesi öğretim elemanları da görüşlerini bildirdiler. 

Akademisyenler, sektör temsilcileri ve meslek örgüt temsilcilerinin bir araya geldiği çalıştayda, halkla ilişkiler disiplininin uygulama eksikliklerinden ve toplumsal etik çerçevesindeki hatalı bakış açılarından kaynaklanan sorunlar ve sorunların çözümüne yönelik çalışmalar değerlendirildi ve tartışıldı.

Çalıştayda iletişim profesyonelleri, toplumsal ve kurumsal güven inşasının ve sürdürebilirliğinin yakın gelecekte iletişim yönetimi için önemli sorunlardan birisi haline geleceğini belirtirken, iletişim sektörüne yeni dahil olacak çalışanların bu tür ortamlarda ne söylemeleri, nasıl hareket etmeleri, temsil ettikleri kurumu yalan haberler/krizler karşısında nasıl savunabileceklerine dair eğitimler almalarının önemine değinildi ve buna paralel olarak halkla ilişkiler mesleğinin gelişimi için medya okuryazarlığı, dijital okuryazarlığı, sosyal medya okuryazarlığı gibi eğitimlere ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. Özellikleartan yalan haberlerin kurumsal itibarı tehdit etmeye başladığı dolayısıyla bu tür haberlerin engellenmesi konusunda gazetecilerle halkla ilişkiler çalışanlarının hem toplumsal uzlaşı adına hem de halkla ilişkiler mesleğinin itibarı ve saygınlığı adına iş birliği içinde çalışması gerektiği dile getirildi. Yalan haberlere yönelik medya, siyaset, finans, kapital sorunun çözülmesi, mesleği gazetecilik olan patronajların sağlanması, bu patronların sermaye alanında, finans alanında, bankacılık alanında, enerji alanında faaliyet göstermemesi, kamu ihalelerine girmesinin yasaklanması gibi öneriler sunuldu. 

İletişim profesyonellerinin kurumlardan çıkan haberin doğruluğu ve güvenilirliğine dayanmadan, haberi bülten haline getirme ve paylaşma riskine girmemeleri, bu tür etik konularda kurallara uymak için sıkı bir şekilde çalışmaları gerektiği vurgulanırken, özellikle Atina Protokolü, Helsinki Protokolü, IPRA'nın kuralları gibi hükümlere uyulmasının önemine dikkat çekildi.  İletişim profesyonellerinin halkla ilişkiler mesleğini gerçekleştirebilmek için bir sözleşme yaptıkları ve sözleşmenin şartlarına uyarken aynı zamanda sosyal paydaşlara karşı güven duygusunu da aşılamak zorunda oldukları belirtildi.

Dünyanın çevre, ekonomi ve iklim gibi sorunlarının arttığı günümüzde, markaların ve halkın sorunlara yönelik duyarlılıklarının arttığı, bu sebeple kurumların sosyal sorumluluk çalışmalarına daha fazla önem verdikleri belirtildi.  Yapılan araştırmaların sonuçlarında toplumsal uzlaşı ortamının sağlanmasında sosyal sorumluluk projelerinin önemli olduğu, tüketicilerin, toplumsal duyarlılık gösteren kurumlara daha sempatiyle baktıkları, sosyal projelerin kurumların itibarını, inandırıcılığını arttırdığı vurgulandı.  Toplum yararının öncelikli konu haline gelmesinin uzlaşının sağlanması açısından oldukça önemli olduğu, şirket ve gazeteci çıkarlarının ön planda olması ve sansasyonel haber yapma hırsının önüne geçildiği takdirde uzlaşının sağlanmasının mümkün göründüğü, doğaya, çevreye, topluma duyarlı, samimiyetle, mesleğinin etik değerleri içerisinde hareket eden kişi ya da kurumlar sayesinde uzlaşının sağlanabileceğine değinildi. 

Halkla ilişkilerin saygınlığı, meslekleşme sürecinde nerede bulunduğuna ilişkin konuların da tartışıldığı çalıştayda,  halkla ilişkiler danışmanlıklarının, akademisyenlerini meslek örgütlerinin  ve medyanın doğru bir halkla ilişkiler meslek algısı yaratmak için ortak çalışmalar yürütmesi gerektiğinin altı çizildi. Mesleğin saygınlığı üzerine göze çarpan önemli konulardan birisinin de söylemlerde reklamın yerini PR kavramının almış olması, geçmiş dönemlerde insanların "reklamını yapıyor" ifadesinin, bugün insanlar "PR'ını yapıyor" ifadesine dönüşmüş olmasının yeni bir itibar sorunu olduğu belirtildi. Halkla ilişkiler mesleğinin yanlış tanımlandığı, satış, danışma gibi alanlarla karıştırıldığı, "halkla ilişkiler" isminin, mesleğin içeriğini karşılama noktasında yetersiz kaldığı, bölüm öğrencilerinin ve ailelerinin de mesleği tanımlamakta zorluk çektikleri, bu bağlamda, halkla ilişkiler mesleğinin isim değişikliğine yönelik mesleki örgütlerin birtakım çalışmalar yapması gerektiği ifade edildi.

Çalıştayda öne çıkan diğer konular ise; İletişim Fakülteleri'nin kendilerini akredite etmeleri, eğitimcilerin/akademisyenlerin sektör deneyimi sahibi olmaları, eğitimin uygulamalı ve sektörle iç içe yürütülmesi,  halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünden mezun olan öğrencilerin mesleki örgüte kayıt olmaları gerektiği şeklinde sıralandı.

tatop-wgdgj.jpg

08i02-tfstd.jpg

sx58a-efgiu.jpg

güncelleme: 5.7.2019 18:08