'Kutlu Doğum' Konferansı

TARMER MÜDÜRÜ PROF. DR. MUSTAFA SÂİM YEPREM, 

KUTLU DOĞUM HAFTASI BAĞLAMINDA "ANMAK VE ANLAMAK" KONULU SOHBETİYLE 

KREDİ VE YURTLAR KURUMU FLORYA KIZ ÖĞRENCİ YURDU  TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN ETKİNLİKTE 

ÖĞRENCİLERLE BİR ARAYA GELDİ...


İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem'in Kutlu Doğum Haftası Bağlamında "Anmak Ve Anlamak" konulu sohbeti "Kutlu Doğum – Milad-Mevlid" kavramlarının açıklaması ile başladı. Hz. İsa'nın doğumunun Milad kelimesi ile ifade edildiğini, bunun da (babası olmayanın doğumu anlamını taşıdığını) , Hz. Muhammed (s.a.v) doğumunun ise (babası olması sebebiyle)  Mevlid kelimesi ile anlatıldığını belirtti. Bu dönemde Hicaz bölgesinde Araplar Takvim başlangıcı olarak, Kur'an'da  yer alan Fil Suresi'nde bahsedilen Fil Ordusunun Kabeyi yıkmak üzere Mekke'yi işgal olayını esas alan Fil Yılını, süre olarak da Yahudilerin de kullandıkları 12 ay ve 354 günlük Ay Yılını kullandıklarını detaylarıyla öğrencilere aktardı. Yeprem, Hicretten sonra Hz. Ömer döneminde İslam Alimlerinin yaptıkları toplantıda Hicreti başlangıç kabul eden ama yine ay yılını esas alan takvimin Hicri Takvim adıyla günümüze kadar geldiğini ve Hicri Takvime göre Peygamberimizin doğum tarihinin Hicretten önce 53 senesi 12 Rabiu'l-Evvel olarak kabul edildiğini vurguladı. Bu tarih ise o yıl Miladi Takvime göre Milattan sonra  20 Nisan 571 e denk düşmektedir.

Peygamber Efendimizin yaşamı boyunca doğum gününde kutlama yapılmadığını belirten Yeprem, vefatından sonra da Fatımiler dönemine kadar özel olarak kutlama törenleri olmadığını açıkladı. Fatımilerin, Peygamber Efendimizin doğum gününün kutlanması gerektiğine kanaat getirerek Mevlid kutlamalarının başlangıcına öncü olduklarına temas eden Yeprem, bu kutlamaların çok sevildiğini ve rağbet gördüğünü ve bu vesile ile Bursa Ulu Camii İmamı Süleyman Çelebi tarafından on beşinci yüzyılda meşhur Vesilet'ün Necat (Kurtuluş Vesilesi) adını verdiği kasidenin makamlı olarak, halk arasında Mevlid kısa adı ile okunmasının da yaygınlaştığını öğrencilere anlattı.  Kültürümüzde ay yılına (354 gün) göre her yıl 12 Rabiu'l-Evvel günü "Mevlid Kandili" adıyla kutlanmaktadır. Kültürümüzde Mevlid Kandili'ne verilen önemin en güzel örneklerinden biri olarak TBMM nin ilk açılış gününü hatırlatan Yeprem şöyle devam etti.

TBMM Meclisinin 1920 yılında ilk açılışı, dönemin milletvekilleri tarafından, o yıl Mevlid Kandili'nin (12 Rabiu'l-Evvel), 23 Nisan Cuma gününe rastladığı ve bu sebeple Ankara'da Hacı Bayram Camiinde topluca Cuma namazı kılındıktan sonra Ulus'taki Meclis binasına gelinerek, böyle bir mübarek günde dualarla açılmasının uygun olacağı teklifi kabul edilmiş ve uygulanmıştır.

Peygamberi anmak, her vesileyle Mevlid Okumak, okullarda şiirler okumak, coşkulu törenler tertiplemekten ibaret değildir diyen Yeprem, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu gerçekten hareketle 1989 yılında Peygamber efendimizin Miladi Takvime göre doğum yıldönümü olan 20 Nisan tarihini içine alan 14 Nisan – 20 Nisan  tarihleri arasını "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan ettiğini söyledi. Bu hafta boyunca, her seviyede panel, sempozyum, konferans gibi etkinliklerde, Peygamber Efendimiz bugün gelseydi hangi mesajları verirdi. Dün verdiği mesajlar bugün hangi esaslarla yorumlanabilir ya da onun hayatından örnekler verilirken bugüne nasıl adapte edilebilir? gibi soruların yanıtlarının aranması çabaları gerçekleştirilecek ve böylece peygamberi anma toplantılarının esas maksadına uygun hale gelebileceğini belirtti.

Yeprem, bütün önemli kişilerin anma törenlerinde onların yaptıklarının sürekli tekrar edilmesinin, yas tutulmasının yerine, onların hangi ortamda nasıl başarı elde ettikleri, hangi şartlar altında mücadele de bulundukları, hangi yanlışları düzelttikleri, yaptıkları faaliyetlerle hangi yönde ufuk açtıkları ve içinde bulundukları topluma ne kazandırdıkları gibi  hususların tarihi dayanakları yanında bugünün şartları ve değerleri içinde neye tekabül ettikleri ve bu şahıslar bugün hayatta olsalardı nasıl davranırlardı, gibi hususların ele alınmasının çok daha faydalı olacağını belirterek onları anmaktan çok anlamanın önemini vurguladı.

Öğrencilerin sorularıyla yoğun ilgi gösterdiği sohbette İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama Ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem'in her soruya özenle cevap vermesiyle program sona ermiştir.

güncelleme: 3.3.2017 13:07