Alevî Çalıştayı

"Alevîlik Sorunu"nda Gelinen Nokta,


İstanbul Aydın Üniversitesi'nde 


Masaya Yatırıldı...


20170302_163611.jpg


İstanbul Aydın Üniversitesi tarafından 

siyâsî, toplumsal ve kültürel olarak Alevîlik ve Alevîler konusunun ele alındığı

geçmişte yapılan girişimlerin ve sürecin değerlendirildiği 

"Alevîlik Çalıştayı" sona erdi...


İçinde bulunduğumuz toplumun kültür yapısını bilimsel verilere dayalı olarak inceleyen, tarihi seyir içinde çeşitli kültürlerin birbirleriyle etkileşimlerini, her tür inanç, din, dil, ırk gibi faktörlerin bu oluşum içindeki rollerini izleyerek akademik çalışmalar yapan ve yayınlayan İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER), Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek üniversite çatısı altında Alevi Çalıştayı düzenledi. "Alevilik ve Aleviler" konusunda akademik ve entelektüel insiyatif alarak, üniversitelerin rolünü güçlendirmek ve sürekli gündemde olan Alevi sorununu daha da karmaşık bir boyuta çekmek yerine, sorun çözme yöntemlerini geliştirmeyi ve tıkanma noktalarını deşifre etmeyi amaçlayan Alevi Çalıştayı, Akademisyenleri, Gazeteci-Yazarları, Alevi Bektaşi Merkez Başkanlarını ve konusunda uzman birçok ismi bir araya getirdi. 6 ve 7 Aralık 2013 tarihlerinde yapılan Çalıştayın sonuçları 8 Aralık 2013'te tüm katılımcıların ortak kararıyla açıklandı ve kamuoyuyla paylaşıldı.


CALISTAY-GENEL.jpg


ALEVΠÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ


6-8 Aralık 2013 tarihlerinde İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (İAÜ-TARMER) tarafından gerçekleştirilen Alevi Çalıştayı'nda Alevilerin belli başlı sorunlarının bugün gelinen nokta itibariyle ele alınması öncelenmiş ve bu amaçla bir araya gelen katılımcıların katkılarıyla aşağıdaki hususların kamuoyuyla paylaşılmasına ihtiyaç duyulmuştur.


1-      Alevi sorununa üniversitelerin ilgi duyması ve bu çerçevede faaliyetler ortaya koyması her türlü takdirin üzerindedir. Heyet üyeleri, konuyu akademik düzeyde ele alma kararlılığını her vesileyle kanıtlayan İAU-TARMER'in çabalarını takdirle karşılamaktadır.


2-      Hükümet tarafından, geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirilen çalıştaylar, sorunun kavranması ve daha soğukkanlı bir iklim içinde ele alınması açısından yeni imkânlar doğurmuş, bu durum ilgili kamuoyunda memnuniyetle karşılanmış, bununla birlikte Alevilerin belli başlı sorun ve taleplerinin sadece rapor kayıtlarıyla sınırlı kalması hayal kırıklığı yaratmıştır.


3-      İnanç ve düşünce özgürlüğü konusunda; ilgili gruplar başta olmak üzere devlet ve hükümetler de, demokratik çerçeveler içinde yeniden yapılandırılmalı ve toplumun eşitlikçi bir temelde buluşmasının yolları açılmalı ve genişletilmelidir.


4-      Din-devlet ilişkilerinin inanç gruplarını mağdur edecek düzeyde yapılandırılmış boyutları sorgulanmalı; gündelik hayatta huzur ve esenlik içinde yaşamanın biricik şartının karşılıklı güven olduğu esası unutulmamalıdır.


5-      Alevi sorununun doğrudan Aleviler arasında konuşulup halledilmesi gereken boyutları olduğu gibi, bunun Alevileri aşan boyutlarının varlığı da asla ihmal edilmemelidir. Bu bağlamda doğrudan teolojiyle ilgili boyutları hakkında Alevi temsil organları çaba göstermelidir. Bu konuda Alevi olmayan çevrelerden gelen katkılara da açık olmak önemlidir. Öte yandan sorunun siyasi, kültürel ve entelektüel boyutlarının tüm toplumu ilgilendiren önemli bir gelişme istidadında olduğu da göz ardı edilemez.


6-      Alevilerin mevcut tedirginliği, yerel ve küresel ölçekte ortaya çıkan kimi ekstrem örnekler üzerinden ilerlemektedir. Bu tür korkuları besleyen olgu ve süreçlere karşı müteyakkız olmak gerekir.


7-      Alevi bilgi dünyasının geliştirilmesine acil ihtiyaç vardır. Bu amaçla başta üniversiteler olmak üzere her düzeyde derinlikli/geliştirici araştırma birim ve merkezlerine gereksinim daha da artmıştır.


8-      Alevilerin sosyal devlet yapısı içinde kendilerini kuşatılmış ve mağdur sayan algı düzeni ele alınmalı ve bu konudaki tedirginlikler hızla ortadan kaldırılmalıdır.


9-      Aleviler İslam geleneği içinde kendi dini ve kültürel koşullarını inşa eden tarihsel bir topluluktur. Ne Aleviliğin Sünnilik Ne de Sünniliğin Alevilik üzerinden tanımlanması kabul edilebilir. İnanç guruplarını kendi dini gerçekliği içinde ele almak sağlıklı bir tercih olacaktır.


10-   Cem evlerinin statüsünün her hâlükârda sağlanması gerekir. Cem evlerinin konusunun ele alınış biçimi her şeyden önce iyi niyet, empati ve insan hakları temelinde olmalıdır.


11-   Nevşehir Üniversitesi'nin adının değiştirilmesi ile birlikte Hacı Bektaş Veli Üniversitesi bünyesinde bir araştırma merkezi de kurulmalı ve böylece sahici/gerçekçi hedefler doğrultusunda Alevi kimliğinin referans dünyası açığa çıkarılmalı, yeni birtakım sorunların çözümünde ciddi bir akademik mecra olarak seferber edilmelidir.


12-   Alevi sorununun ele alınmasında hem Aleviliğin gelenekli kurumlarının hem de yerel ve küresel insani kazanımların dikkate alınması, bu coğrafyada barış içinde yaşama kaygısı güden vatandaşların ortak hedefi olarak kabul edilmektedir.


alevi-01.jpg


ÇALIŞTAY KAYITLARINI  İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN..!



ÇALIŞTAY HAKKINDA 

TARMER MÜDÜRÜ PROF. DR. M. SÂİM YEPREM'İN RÖPORTAJINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN..!


ÇALIŞTAYIN BASIN TOPLANTISINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN..!


güncelleme: 7.3.2017 16:36