'Sıfır Meridyen' Çalıştayı


İSTANBUL, 


"DÜNYANIN SIFIR NOKTASI" UNVANINI ALMAK İÇİN 


ÇALIŞTAYA KONU OLDU...



İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ, 


"SIFIR MERİDYEN" TARTIŞMALARINA AÇIKLIK GETİRMEK İÇİN


KONUNUN UZMANI BİRÇOK AKADEMİSYENİ BİR ARAYA GETİRDİ...



İstanbul Aydın Üniversitesi, 116 yıl önce dünyanın sıfır noktası olarak kabul edilen İstanbul´un Greenwich´e kaptırdığı bu unvanı, alanında uzman akademisyenlerin bulunduğu çalıştayla tekrar gündeme getirdi. Çalıştay, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem, Prof. Dr. Abdül Aziz Bayındır, Prof. Dr. Selami Gözenç, Prof. Dr. Adnan Ökten, Prof. Dr. M. Türker Özkan, Astronom ve Araştırmacı Yakup Emre, Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu, Prof. Dr. Cengizhan İpbüker, Prof. Dr. Mesut Elibüyük ve Osmanlı Arşivleri Şube Müdürü Orhan Sakin gibi birçok önemli isimin katılımlarıyla gerçekleştirildi.
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selami Gönenç'in açılış konuşmasının ardından İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın'ın konuşmasıyla devam eden çalıştayda, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Mustafa Aydın; üniversitelerin görevinin bu gibi konuları tartışmaya açacak ortamlar yaratmak olduğunun altını çizerek, "Bizlerin ve torunlarımızın da 'Greenwich' dendiği zaman aynı şey akıllarımızda canlanıyor. Fakat bunun ne anlam ifade ettiğini ve nasıl oradan meridyeni geçirdiklerini hiç kimse bilmiyor. Bugün belirli akademisyenler dışında Türk kamuoyu da gerçekten bunu bilmiyor," şeklinde konuştu.



                                                                          "Sıfır Meridyen Konusu izâfî Bir Konudur!"


Çalıştayın il oturumunu yöneten Prof. Dr. İlber Ortaylı, sıfır meridyen konusunun izafi bir konu olduğunu söyleyerek, "Ayasofya meridyeninin eski haritalarda muhtelif yerlerde olduğunu söylemiştik.  'Bizans' diye yanlış olarak isimlendirilen Yeni Roma'da ise dünyanın sıfır noktası Sultanahmet'te su terazisinin yanında bulunan Million Taşı'dır. Bütün dünyanın başlangıç noktası ve merkezi orasıdır. Bu Nasrettin Hoca'nın fıkrasını anlatmaktadır. Timur Han'a "Dünya'nın Merkezi eşşeğimin gölgesinin olduğu yer" demiştir," dedi.


İkinci oturumun ise Prof. Dr. Adnan Öktem tarafından yönetildiği çalıştayda, 'Tarih boyunca koordinat sistemleri, haritacılık, sayısal coğrafya ve teknolojileri, Ayasofya meridyenine göre hazırlanan haritaların tarihçesi gibi birçok konunun ele alındı ve çeşitli fikir paylaşımları yapıldı.



                                                                "Çalıştay Sonuçları Turizm Bakanlığıyla Paylaşılmalı!"


Son oturumu yöneten ve sonrasında genel değerlendirme yapan İstanbul Aydın Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Saim Yeprem, yapılan çalışmanın bir başlangıç olduğunu ve konunun 2015 yılında uluslararası boyutta daha detaylı olarak ele alınacağını belirtti. Sıfır meridyenin turizm açısından da önemine değinen Yeprem, Konunun turizm öğrencilerine aktarılması ve yapılan çalıştayın sonucunun Turizm Bakanlığı ile paylaşılması gerektiğini belirterek, yakın zamana kadar Ayasofya'dan geçtiği bilinen sıfır meridyenin ülkemizi ziyaret eden turistlere tanıtılması konusunda da Turizm Bakanlığından destek istenmesi gerektiğini vurguladı. Yeprem son olarak, yapılan çalıştayın kitap haline getirileceğinin de bilgisini verdi.



24 Aralık 2014 tarihinde İstanbul Aydın Üniversitesi'nde yapılan 


"İstanbul Sıfır Meridyeni: Tarih Boyunca Koordinat Sistemleri ve Haritacılık'' 


Çalıştayı'nın Sonuç Bildirgesi



İstanbul Aydın Üniversitesi 24 Aralık 2014 tarihinde 

"İstanbul Sıfır Meridyeni Çalıştayı: 

Tarih Boyunca Koordinat Sistemleri ve Haritacılık''  başlıklı bir çalıştay gerçekleştirmiştir.


İstanbul, tarih boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış, Avrupa ve Asya gibi iki kıtayı birbirine birleştiren boğazı ve eşsiz doğa güzelliği olan insanların sürekli ilgisini çekmiş ve bundan dolayı önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi de bunun bir göstergesidir. Daha birkaç yıl önce Marmaray kazıları sırasında Yenikapı mevkiinde bulunan tarihi kalıntılar şehrin günümüzden 8500 yıl önce bile önemli bir liman şehri ve yerleşim yeri olduğunu göstermektedir.


1453 yılında 7. Osmanlı padişahı II. Mehmet'in (Fatih Sultan Mehmet, 1432-1481) İstanbul'u fethettikten sonra yaptığı icraatlardan biri, döneminin en önemli dini yapılarından biri olan, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 – 537 yılları arasında  patrik katedrali olarak inşa edilen, Müslümanların Ayasofya Kilisesi adı verdikleri mabedi camiye dönüştürmesi olmuştur. Ayasofya 1453'den 24 Kasım 1934 yılına kadar cami olarak hizmet görmüş, daha sonra müzeye çevrilmiştir.


Ayasofya'nın bir özelliği de Doğu Roma (Bizans) ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde hazırlanan haritaların başlangıç referans noktası olmasıdır. Yani haritaların sıfır başlangıç meridyeni Ayasofya'nın kubbesinin ortasından geçen hat kabul edilmiştir. Bir anlamda bu nokta doğu, batı olarak dünyayı ikiye ayırmıştır. Böylece zaman belirlemede referans noktası olan İstanbul aynı zamanda bir ticaret merkezi olarak da büyük önem kazanmıştır.


Ancak, tarihin o dönemlerinde dünyadaki diğer bazı ülkeler de kendi sıfır noktalarına göre haritalar yapmışlarsa da Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorlukların üstünlükleri İstanbul'u daha bir ön plana çıkarmıştır.


1850'li yılların ortalarında dünyada yaklaşık 22 kadar referans noktasının olması ve sanayi devrimi sonrası demir yollarının ve gemilerin ulaşım ve ticaret araçları olarak devreye girmesi, ister istemez ortak bir başlangıç noktası ihtiyacını doğurmuştur.


Çeşitli ülkelerde yapılan bir dizi toplantının ardından nihayet 1884 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin Washington şehrinde yapılan, ortak bir başlangıç meridyeni tespiti toplantısında, İngiltere'nin Greenwich kasabasında 1675 yılında kurulan zamanın önemli rasathanelerinden biri -şu anda adı "Old Greenwich Observatory" olarak geçmekte-  olan Greenwich Rasathanesi boylamın başlangıç noktası olarak kabul edilmiştir. Greenwich Rasathanesi'ndeki meridyen dürbününün optik ekseninden geçen hat, başlangıç meridyeni olarak kabul edilmiştir. Greenwich Rasathane'si aynı zamanda 1833 yılından beri bir zaman topu yardımıyla devam ettirmekte oldukları zaman sinyallerini de üstlenmiştir.


Bu çalıştayda tarih boyunca kullanılan meridyen başlangıç noktaları, bu noktalara göre yapılan haritalar, İstanbul meridyeni, Ayasofya meridyenine göre hazırlanan haritalar, datum, koordinat sistemleri, sayısal coğrafya ve teknolojileri, Osmanlı dönemi harita ve belge örnekleri, astronomik koordinat sistemleri, zaman, harita projeksiyonları, başlangıç meridyenine göre namaz vakitlerinin belirlenmesi gibi konular işlenmiş ve tartışılmıştır.


Toplantının genel değerlendirilmesi kısmında,


aşağıda maddeler halinde sıralanan öneri ve dilekler ortaya çıkmıştır...


1.       İstanbul Meridyeni ile ilgili daha fazla bilgi edinilmeli; bunun için de, Osmanlı arşivlerinin daha detaylı bir taranması yapılmalıdır.

2.       Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı'nda coğrafyacı, tarihçi, astronom, ilahiyatçı gibi kadrolar istihdam edilmelidir. Ancak bu sayede taranan eserlerin bulunması ve anlaşılması mümkün olabilecektir. Yani konusunda yetişmiş uzman kişilerin devreye sokulması şarttır. Bu toplantıda gördük ki Osmanlı arşivlerinde birçok tasnif edilmemiş belge bulunmaktadır.

3.       Ayrıca Fransızca bilen bir kişinin arşivlerde mutlaka çalışıyor olması gerekir.

4.       Bir araştırma Enstitüsü kurulmalıdır. Kurslarla uzman yetiştirilmelidir.

          Enstitüde çeviri yapan, eski yazı okuyabilen uzmanlar istihdam edilmelidir.

5.       Sıfır meridyen çizgisinin tarihçesi ülkemiz rehberleri tarafından 

          Sultanahmet'te, Ayasofya'da çok iyi işlenmeli ve bu konular turistlere anlatılmalıdır.

6.       2015 Ekim ayı içinde uluslararası bir sempozyum gerçekleştirilmeli 

          ve konu enine boyuna bu sempozyumda tartışılmalıdır.

7.       Meridyen konusunda yapılacak daha kapsamlı çalışmalar sonucunda elde edilecek bilgiler 

           orta öğretim kitaplarında yer almalıdır.


güncelleme: 10.6.2019 13:33