INTRANET
UBİS
EBS
İDARİ BİRİMLER
WEB-MAIL
İLETİŞİM
EN
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Son Kararı
AKPM Türkiye Heyeti Başkanı, AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan'ın ana konuşmacı olarak katıldığı Batı Platformunun yedinci toplantısında yine önemli bir konu ele alındı. Toplantı AB Eski Bakanı Egemen Bağış koordinatörlüğünde gerçekleştirildi.
AKPM Türkiye Heyeti Başkanı Talip Küçükcan toplantıdaki konuşmasında, kararın perde arkasını anlatarak bundan sonra yapılması gerekenler konusunda görüşlerini paylaştı. Öte yandan toplantıda “AKPM’nin bu siyasi kararına rağmen diyalog kapısının kapatılmaması ve lobicilik faaliyetlerine ağırlık verilmesi, STK’ların da bu süreçte daha aktif bir pozisyon alması gerektiği” görüşü ön plana çıktı.
"Ön yargılı ve taraflı, skandal bir karar"
"Bu karar kabul edilemez"
Türkiye'nin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin Nisan çalışmasına katılmadığını belirten AKPM Türkiye Heyeti Başkanı Talip Küçükcan bundan sonra izlenecek yol ile ilgili; "Bundan sonraki çalışmalarda hangi düzeyde nasıl katılacağımıza ilişkin de, önümüzdeki günlerde bir yol haritası çizilecek ve bu yol haritasına göre hareket edeceğiz. Bu kararın bir yaptırımı yok yani Türkiye’nin denetim sürecine alınması demek sadece Türkiye ile ilgili daha önceden üç yılda bir yazılan raporların yılda bir defa yazılması anlamına geliyor. Bu açıdan bakıldığında aslında mekanizma olarak değişen pek fazla bir şey olmadığını görüyoruz. Fakat biz kararın haksız yanlı olduğunu, objektif ve rasyonel olmadığını ifade ediyoruz. Bu konuda çok fazla çalışma yaptık, hem parlamenter düzeyde hem de diplomatik bütün kanalları kullanarak muhataplarımızla görüştük ancak pek bir sonuç elde edemedik. Peki böyle önyargılı bir karar olduğunda hiçbir şey yokmuş gibi ilişkilerimizi sürdürebilir miyiz, Hiçbir şey olmamış gibi davranabilir miyiz, bu zor görünüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız Dışişleri Bakanımız zaten yaptıkları açıklamalarda bunu ifade ettiler. Bizde gerek AKPM başkanı, gerek Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile görüşerek bu kararın kabul edilemez olduğunu, konseyin geleceğini de tehdit ettiğini, bunların azınlık bir gruba konseyin bütün çalışmalarını şekillendirme imkanı tanımak olduğunu ve bu zemini hazırlamanın doğru olmadığını söylüyoruz. Zaten son zamanlarda uluslararası kurumlara ve kuruluşlara bir güvensizlik söz konusu, bu güvensizlik Avrupa Konseyi için de geçerli. İnsanlar artık Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi gibi kurumlara şüpheyle yaklaşmaya başladılar. Çünkü burada alınan kararlar çokta aslında gerçekçi herkesin çıkarına kararlar değil. Bu bakımdan biz Avrupa Konseyi’nin norm üreten bir kurum olarak varlığını sürdürmesini ve saygınlığının devam etmesini istiyoruz. Bu tür kararlar Türkiye açısından kabul edilebilir kararlar değil, bunları ifade ettik. Gerek önümüzdeki günlerde gerek daha sonraki genel kurullara ve komisyon çalışmalarına katılıp katılmama, Avrupa Konseyine Türkiye’nin yaptığı bütçe katkısının tekrar gözden geçirilmesi gibi pek çok alanda yeniden bir yol haritası çizilecek. Önemli olan Avrupa Konseyi’nin ürettiği normların hayata geçirilmesi ve yaşatılmasıdır. Türkiye bunları yaptığı sürece zaten biz kendi üzerimize düşeni yapmış oluyoruz. Parlamenter meclisten özellikle beklentimiz Türkiye'nin içinde bulunduğu konjonktürel durumu değerlendirebilmesi. Çok iyi değerlendirdiklerini söyleyemeyiz. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin özellikle Türkiye’nin PKK ve DAEŞ ve FETÖ karşısında kaldığı durumu, demokrasimize ve demokratik kuruluşlarımıza kurumlarımıza yönelik tehditleri yeterince anlamadığını düşünüyoruz eğer anlamış olsalardı böyle bir karar çıkmazdı" ifadelerini kullandı.
"AKPM yapay bir problem üretiyor"
İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Mustafa Aydın, alınan karara ilişkin değerlendirmelerini şu sözlerle ifade etti; "Özellikle son yıllarda ve daha ziyada içinde bulunduğumuz 2017 yılı içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Ulu Önder Atatürk'ün deyimi ile dahili ve harici düşmanların saldırısı içerisindedir. Bunlar ekonomi, siyasi, askeri gibi farklı platformlarda Türkiye'ye haince saldırmakta. Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğini beraberliğini, bütünlüğünü, ekonomisini, sosyal yapısını, siyasetini tahrip etmek için her türlü girişimden geri durmamaktadırlar. Bunların en son örneğini Avrupa parlamentosunda gördük. Hiçbir ekonomik, siyasi, hukuk gerekçesi olmaksızın yapay bir problem üreterek Türkiye'nin tekrar 2003 yılının gerisine taşıyarak denetim altına alma kararı verdiler. Bizde bu gün bu kararın akabinde Batı Platformu olarak değerli siyaset bilimciler, akademisyenler, iş adamları ile bir araya gelerek, konuyu masaya yatırarak buradan çıkacak sonucu, değerli bilim adamları siyasetçiler ve akademisyenler ile birlikte oluşturulacak olan görüş topluluğunu rapor halinde devletimizin yetkili mercilerine sunacağız. Alınan bu karar bizleri daha çok kamçılamalı, daha çok çalışmaya zorlamalı, önümüze bakmamızı sağlamalı, bize bizden başka dostun olmadığını, bütün yapılanmalarımızı birlik beraberlik ve kardeşlik üzerine kurmamız gerektiğini, doğusuyla batısıyla bir Çanakkale ruhunu yeniden canlandırma zorunluluğumuzu önümüze koymaktadır. Bu gün burada değerli bilim adamlarıyla bunları tekrar masaya yatırarak derinlemesine inceledik."
"Bu karar Avrupa genelindeki akıl tutulmasının bir yansıması"
Batı Platformu'nun Türkiye'ye yeni öneriler sunmak için bir araya gelerek konuyu ele aldıklarını ifade eden AB Eski Bakanı ve Batı Platformu Koordinatörü Egemen Bağış, alınan karara tepkisini "Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi gerçekten vahim bir karara imza attı. Bunun siyasi bir karar olduğu çok net bir şekilde ortada ve gerçeklerle alakası yok. Türkiye gibi demokrasiyi benimsemiş vatandaşlarının demokrasiyi korumak için 15 Temmuz'da gözünü kırmadan canını verdiği bir ülkeyi, demokrasisi sorunluymuş gibi göstermek, Türkiye'yi kendi bir takım taleplerine boyun eğmeye zorlayacak siyasi baskılar altında tutmak ve Türkiye'yi kötü bir algıya sürüklemek için atılmış bir adım olduğu çok bariz. Bizde bu gün bunu masaya yatıracağız Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde ki bu tavrın aslında Avrupa genelindeki akıl tutulmasının bir yansıması olduğunu ve buna karşı alınması gereken önlemeleri değerlendireceğiz. Toplantımızın Türkiye yeni öneriler kazandıracağına inanıyorum. Hayırlı olmasını temenni ediyorum" ifadeleriyle dile getirdi.
güncelleme: 9.4.2018 18:26
EUA Kurumsal Öz değerlendirme Programı İzleme Raporu