<img alt="" src="/haberler/HaberResimleri/anadolu_agac.jpg" style="BORDER: 0px solid; ">

  Anadolu Sığla Ağacı’nı Sanat Koruyor

  Dünyada yalnızca Güneybatı Anadolu ile Rodos ve Kıbrıs Adası’nda yayılış gösteren Anadolu’nun endemik türü Sığla Ağacı’nın evrimsel süreçte geçirdiği tüm ekolojik ve sosyolojik temellere dikkat çeken Ekolog Dr. Okan Ürker


<p>​</p><p><strong>ANADOLU SIĞLA AĞACI&#39;NI SANAT KORUYOR </strong></p><p><strong>Dünyada yalnızca Güneybatı Anadolu ile Rodos ve Kıbrıs Adası&#39;nda yayılış gösteren Anadolu&#39;nun endemik türü Sığla Ağacı&#39;nın evrimsel süreçte geçirdiği tüm ekolojik ve sosyolojik temellere dikkat çeken Ekolog Dr. Okan Ürker, bin 500 hektar alan ile sınırlı bir yaşam alanı bulan Sığla Ağacı&#39;nın korunması konusunda sanata ve sanatçılara büyük görev düştüğünü söylüyor. </strong></p><p>&#160;</p><p>İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ), &#39;&#39;Doğa İçin Sanat: Sığla Ormanları&#39;nın Dünü, Bugünü ve Yarını&#39;&#39; adlı etkinliğe ev sahipliği yaptı. İAÜ Galeri Aydın&#39;da yapılan etkinlikte, Ekolog Dr. Okan Ürker, dünyada yalnızca Güneybatı Anadolu ile Rodos ve Kıbrıs Adası&#39;nda yayılış gösteren Anadolu Sığla Ağacı&#39;nın evrimsel süreçte dünya üzerinde ortaya çıkışından, gelecekteki var oluş süreçlerine değin geçirdiği tüm ekolojik ve sosyolojik temellerini ortaya koydu. Türün dünya ve Anadolu üzerindeki var oluş süreçleri, güncel dağılım durumu, geçmiş ve gelecek projeksiyonları, endemizm ve nadirlik durumu, iklim değişimi ve diğer çevresel faktörler ile olası ilişkilerinin de ele alındığı söyleşide, türe ilişkin temel biyo-ekolojik özellikler, koruma mevzuatı açısından Türkiye ve dünya ölçeğindeki yeri ve koruma biyolojisi açısından yapılması gerekenler incelendi. Söyleşide Anadolu Sığla Ağacı&#39;na ilişkin toplumun alabileceği temel rollere ve sorumluluklara ilişkin tüm sosyo-ekolojik etmenlerin bir arada bütüncül biçimde ele alındı. Ekolog Dr. Okan Ürker, dünyada çok az bir alanı kaplayan Sığla Ormanı&#39;nın koruması için devletin bir önlem almasına karşın, yasal olarak alınan korumanın devlet, sivil toplum örgütleri, özel sektör ve bölgede yaşayan halkın birlikte hareket etmesiyle etkili bir sonuç yaratabileceğine vurgu yapıyor. </p><p><strong>SIĞLA AĞACI BİTMENİN EŞİĞİNDE</strong></p><p>Türkiye&#39;de yalnızca Güneybatı Anadolu Bölgesi&#39;nde Köyceğiz civarında yer alan ve ağır bir insan tahribatıyla karşılaşmış ve günümüzde sadece bin – bin 500 hektar alanda yaşam alanı bulan Sığla Ormanı&#39;nın bölgede yaşayan köylülerin tarımsal arazi ve narenciyeye yoğunlaşmasının da etkisiyle ekolojik olarak bitmenin eşiğine geldiğini aktardı. </p><p>Sığla Ağacı&#39;ndan elde edilen yağın ilaç ve kozmetik alanında kullanılan bir ürün olduğunu belirten Dr. Ürker, sığla yağının üretim konusunda devletin de ormanın tahrip edilmesinden dolayı çekinceleri olduğunu söylüyor: &quot;Sığla ormanının, doğal sit alanı gibi önlemlerle devletin koruması altına girmesinin ardından, köylüler tarafından unutulan bir alan haline dönüşmüş durumda. Bugün bu ormanlar, toplumdan dışlanmış kişiler tarafından kullanılıyor. Ormanı koruyalım derken yok ediyoruz.&quot;</p><p><strong>&#39;SIGLA AĞACINI KORUMA BAŞARISI DİĞER TÜRLER İÇİN ÖRNEK OLACAK&#39; </strong></p><p>Dr. Okan Ürker, başlangıçta Anadolu Sığla Ormanları&#39;nı yok etmek üzere motive edilen toplumsal faydanın yeniden Anadolu Sığla Ormanları&#39;nı korumak üzere koruma biyolojisinin ve sosyal çevre bilimlerinin araçlarını kullanarak yönlendirilebileceğine işaret ederken, &quot;Bu bir kez başarıldığı takdirde, diğer tüm toplumlara da uygulama fırsatı bularak benzer sorunları yaşayan diğer türler ve ekosistemlerin yaşamlarının garanti altına alınmasına yönelik büyük bir adım atma fırsatı yakalanmış olacaktır&quot; diyor.</p><p>&#160;</p><p><strong>DOĞA İÇİN SANATSAL ÖNCÜLÜK</strong></p><p>Dr. Ürker, söyleşinin son bölümünde, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından oluşturulan Sivil Toplum Diyaloğu Programı tarafından desteklenen ve Doğa Koruma Merkezi Vakfı tarafından yürütülen &#39;Doğa İçin Sanat Projesi&#39;ne de değindi ve insanların sanat çalışmalarıyla doğa konusunda bilinçlenmenin önünü açabilecek güce sahip olduklarına vurgu yaptı ve &quot;Sanatçılar, toplumu harekete geçirme gücüne sahip. Doğanın korunmasında sanatçılara ihtiyacımız var. Bizlerin bir arpa boyu yol alamadığımız çalışmalarda, sanat eserleri çok daha etkili sonuçlar elde edebiliyor&quot; diye konuştu. &#160;</p><p>Doğanın çeşitliliğini sanatçıların yaratıcılığı ile birleştirerek doğa koruma konusunda ilgi uyandırmayı amaçlayan bu proje ile sanat ve sanatla uğraşan kesimlerin doğayı korumada nasıl öncülük edebileceklerine ilişkin yol haritalarının ve iletişim ağlarının kurulması da hedefleniyor. Proje çerçevesinde İngiliz Yaban Hayatı Sanatçıları Topluluğu&#39;nun (Society of Wildlife Artists) deneyimli sanatçılarının &#39;yaban hayatı sanatı&#39;na ilişkin Köyceğiz&#39;de 12-17 Haziran 2016 tarihlerinde gerçekleştirdikleri &#39;Sanat Haftası&#39; sırasında elde edilen bilgi ve deneyimlere ilişkin sonuçlar da sanatsal bir bakış ile aktarıldı.&#160;</p><p><img src="/haberler/PublishingImages/Pages/anadolu-sigla-agacini-sanat-koruyor/anadolu1.jpg" alt="anadolu1.jpg" style="margin: 5px;"/><br/></p><p><img src="/haberler/PublishingImages/Pages/anadolu-sigla-agacini-sanat-koruyor/anadolu2.jpg" alt="anadolu2.jpg" style="margin: 5px; width: 490px;"/><br/></p><p><br/></p>

Yayınlandı:
13.3.2017

Kategori:
Gündem

Alt Kategori:
 

Birim:
 

Departman:
 

  No