<img alt="" src="/haberler/PublishingImages/iau_dis_haber_yeni.png" style="BORDER: 0px solid; ">

  Minimal İnvaziv Tedavisi İle Dişte Minimal Kayıp

  İAÜ Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, tedavinin minimal kayıp ile dişlerin ve etrafındaki dokuların uzun süre sağlıklı kalmasını sağladığına vurgu yapıyor.


<p></p><p>Minimal invaziv tedaviler, dokularda en az hasar oluşturularak gerçekleştirilen girişimler olarak tanımlanıyor. Son yıllarda bilim ve teknolojide ilerlemeler ile minimal invaziv tedaviler sağlık alanında sık sık gündeme gelmeye başladı. Ağız ve diş sağlığının devamlılığını hedefleyen minimal invaziv tedavilerin günümüz modern diş̧ hekimliğinde de giderek önem kazandığını belirten İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, bu tür tedavilerde amacın diş ve etrafındaki dokularda minimal madde kaybı ile sağlıklı dokularının korunması olduğuna dikkat çekerken, &quot;Rutin kontrollerle lezyonlar oluşmadan koruma önlemlerinin alınması veya erken teşhis ile dişe ve etrafındaki dokulara en az zarar verecek tedavilerin yapılmasıdır. Herhangi bir nedenle lezyon meydana gelmişse, etki ve zararı en aza indirmek için en erken aşamada, en az girişimsel ve en etkili yolla tedavi edilmesidir&quot; diyor.</p><p><strong>Erken tedavi hasta için avantajlı </strong></p><p>Dişlerin ve etrafındaki dokuların uzun süre sağlıklı kalmasını sağlayan minimal invaziv tedavilerde hastalığın teşhisi, risk tayini ve hasta motivasyonunun önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Azak, erken aşamada diş tedavilerinin minimal invaziv yöntemlerle tedavi edilmesinin hem ekonomik hem de hasta tarafından da avantajlı bir uygulama olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Azak, minimal invaziv tedavi prensiplerinden faydalanılarak ağız içerisinde sağlıklı dokulara zarar vermeden konservatif, protetik tedaviler, estetik restorasyonlar, ağız içi cerrahi girişimler ve implant uygulamalar yapmanın mümkün olduğu bilgisini paylaşıyor: &quot;Konservatif diş tedavisinde amaç çürükten korunma, lezyonların kavite oluşmadan önce tanısı, çürük kavitesi oluşmadan demineralize mine ve dentin dokularının remineralizasyonunun sağlanması, gerekliyse minimum invaziv uygulamalarla&#160; restorasyonların yapımı, bunların rutin kontrol edilerek devamlılığın sağlanmasıdır.&quot; </p><p>Çürük oluşmadan ağız hijyeninin iyileştirilmesi ve diyetin düzenlenmesinin de minimal invaziv uygulamalarının kapsamı içerisinde olduğunu belirten Prof. Dr. Azak, minimal invaziv diş hekimliği prensipleriyle implant uygulamalarındaki amacı, implant yapılacak bölgede diş eti ve kemik dokusundan minimal madde kaybı ile implant yerleştirerek tedavi etmek olduğunu söylüyor.</p><p><strong>Dişte estetik restorasyonlar </strong></p><p>&quot;Estetik diş hekimliğinde bireylerin yüz hatlarındaki uyumuyla birlikte doğal bir görüntünün elde edilebilmesi&#160; amacıyla, minimal invaziv tedavilerle diş ile yumuşak dokunun tam bir uyumu sağlanır&quot; diyen Prof. Dr. Ayşen Nekora Azak, diş hekimliğinde protetik materyaller ve adeziv sistemlerdeki gelişmelerle diş dokularından fazla madde&#160; kaldırmadan estetik restorasyonların&#160; yapılabildiğine vurgu yapıyor: &quot;Gülme esnasında diş etinin fazla görünmesi, ağız içinde görünen diş boylarının kısa olması gibi durumlarda diş etinde minimal invaziv periodontal cerrahi sonrası porselen lamina veneer restorasyonlar yapılabilmektedir. Bu tür kombine tedavilerin minimal invaziv olarak yapılması ile mümkün olan en az seviyede doku kaybı olmaktadır. Bunun neticesinde iyileşme ve tedavi süresi kısalarak hasta memnuniyeti artırılmaktadır.&quot;<span id="ms-rterangecursor-start" aria-hidden="true" rtenodeid="19"></span><span id="ms-rterangecursor-end" aria-hidden="true"></span></p><p>Hasta başında uygulanan bilgisayar destekli uygulamalarla da minimal invaziv tedavi prensiplerinden yararlanma imkanı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Azak,&#160; bu uygulamaların diş sert dokularını koruyarak estetik malzemelerden diş restorasyonlarının yapılmasını gerçekleştiren restoratif bir tedavi yöntemi olduğunu söylüyor ve &quot;Yapılmak istenen restorasyonun tipine göre diş sert dokusunun kaldırılması minimum düzeydedir veya aşındırmamadan da dolgular veya lamina veneer uygulamaları olabilmektedir&quot; diyor. </p><p>Genel tıpta olduğu gibi diş hekimliğinde invaziv olmayan tedavi yöntemlerinin yaygınlaşması gerektiğini belirten Prof. Dr. Azak, burada doku dostu materyallerin kullanılması ve sağlıklı dokularının korunmasının esas amaç olması gerektiğinin altını çiziyor.</p>

Yayınlandı:
27.11.2017

Kategori:
Akademiden

Alt Kategori:
 

Birim:
 

Departman:
 

  No