<p>​</p><p>Türkiye&#39;nin önemli vakıf üniversitelerinden İstanbul Aydın Üniversitesi, &quot;sese karşı aşırı hassasiyet&quot; olarak kısaca özetlenebilen mizofoni (misophonia) hastalığı için geliştirilen &quot;Misophonia @ School&quot; projesinin Türkiye&#39;deki stratejik ortaklarından biri oldu.</p><p><b>PROJEYE 8 ÜLKE DÂHİL</b></p><p>Avrupa okullarında mizofoni hastalığı olan öğrencileri içeren, Avrupa Komisyonu- Erasmus + Programı tarafından ortak finansman sayesinde geliştirilen bir Erasmus + stratejik ortaklığı olan &quot;Misophonia @School&quot; programı, Türkiye&#39;den başka İtalya, Avusturya, Slovenya, Kıbrıs, İzlanda, İspanya ve Polonya&#39;dan son derece deneyimli kuruluşları ve profesyonelleri bir araya getiren 8 ülkeli bir ortaklık olarak geliştirildi. Program 31 Ağustos 2023&#39;e kadar devam edecek.</p><p>İŞTE PROJENİN AMAÇLARI</p><p>&quot;Misophonia @ School&quot; projesinin, iki farklı eğitsel hedef için hareket etmeyi amaçladığını açıklayan İstanbul Aydın Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Engin Eker, bu hedefleri şöyle açıkladı: &quot;Birincisi, eğitim düzeylerine uygun olarak son bilimsel çalışmaları baz alan ve bir mobil uygulama haline getirilmiş, öğretmenler için çevirim-içi bir eğitim ve yenilikçi bir tarama protokolü oluşturmak. Bu sayede ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenlerinin, öğrencileri ile birlikte Misophonia konusunda bilinçlenmeleri ve yaşadıkları sıkıntıları yönetebilmeleri sağlanacak. İkincisi, Misophonia üzerine bir Avrupa Web Kaynak Merkezinin kurulması ve işletilmesi, metodolojik ve bilimsel bir el kitabının hazırlanması yoluyla, Misophonia ile ilgili çeşitli duygusal, eğitimsel ve gelişimsel süreçleri etkileyebilecek konular hakkında açık ve bilimsel temelli bilginin, öğrencilerin aileleri (ve diğer türden eğitimciler, spor eğitmenleri vb.) arasında yayılması.&quot;</p><p>MİZOFONİ NEDİR?</p><p>Mizofoni hastalığının &quot;azalmış ses toleransının ve sese maruz kalındığında kulaklarda rahatsızlık ve ağrı oluşumunun şiddetli ve özel bir formu&quot; olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Eker, &quot;&#39;Misophonia&#39; terimi ilk kez 2001 yılında sinirbilimciler Margaret M. Jastreboff ve Pawel J. Jastreboff tarafından yazılan bilimsel bir makalede yer aldığını belirtti. Bu makalede Misophonia, psikolojik kökenli iyi bilinen bir ses bozukluğu olan Fonofobi&#39;den ayırıldı. Misophonia, Fonofobiden farklı olarak nörolojik düzeyde bir bozukluk olarak ele alınıyor. Günümüzde Misophonia ile ilgili araştırma ve çalışmalar sonuçlanmasa da önemli hedeflere ulaşmış durumda. 2017 yılında, Newcastle Üniversitesi Nörobilim Enstitüsü tarafından yürütülen ve söz konusu projenin üyesi olan Sukhbinder Kumar tarafından yürütülen deneysel bir çalışma, Misofonia hastalarının beyin yarım küreleri arasında frontal lopta fiziksel bir fark olduğunu ortaya koydu. Misofonia, bundan etkilenen çocukların, yetişkinlerin ve yaşlıların daha gürültülü ortamlara girmesini, sosyal olarak çalışmasını ve etkileşimde bulunmasını engelleyecek şekilde davranmasına neden oluyor&quot; diye konuştu.</p><p>&quot;ÇOĞU İNSANIN MİZOFONİK OLDUĞUNDAN HABERİ YOK&quot;</p><p>Dr. Öğr. Üyesi Eker, sözlerini şöyle tamamladı: &quot;Misophonia üzerine çalışırken bilinmesi gereken ilk önemli husus, eğer çok sayıda insan bundan muztaripse, ki çeşitli anketler, insanların yaklaşık yüzde 15 ilâ 20&#39;sinin Misophonia semptomlarına sahip olduğunu göstermektedir, bunların sadece düşük bir yüzdesinin sıkıntılarının doğası ve kökenini hakkında bilgi sahibi olduğudur. Bu nedenle projede, Misophonia; bir kişinin okul yaşamında (ve de aile üyeleriyle, işyerinde, arkadaşlarla) yaşamına ciddi sonuçları olan; - aynı zamanda - mizofonik insanlar ve onlarla yaşayan ve etkileşime giren insanlar tarafından kolayca tanınabilen ve etkili bir şekilde yönetilebilen bir hastalık olduğu bilgisi ile ilintili bir aktivite gerçekleştirilecektir.&quot;<br/></p><p><br/></p>