<p>​<span style="text-align: justify;">2019 yılının son günlerinde, Türkiye&#39;nin 2020&#39;de karşılaşılabileceği olası senaryolar hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, &quot;İdlib, gelecekte Türkiye için önemli bir tehdit potansiyelini barındırıyor. İdlib&#39;te, sayıları 30-40 bini bulan radikal terör örgütleri (El Kaide, El Nusra, DEAŞ gibi), Türkiye için kayda değer bir tehdit&quot; diye konuştu.</span></p><p style="text-align: justify;"><strong>&quot;BM RAPORUNA GÖRE; ETKİLİ ÖNLEM ŞART&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">BM Güvenlik Konseyi&#39;nin 15 Temmuz 2019 tarihli raporunda, IŞİD&#39;in bir bölümünün İdlib&#39;e geçtiğinin belirtildiğini vurgulayan Dr. Naim Babüroğlu raporun devamını açıklayarak şöyle yorumladı: &quot;Raporda; yabancı teröristlerin en yoğun toplandıkları iki bölgenin İdlib ve Afganistan olduğu¨ yer alıyor. Ayrıca, ¨Yabancı teröristler açısından dünyanın en büyük çöplüğü (dumping ground) haline geldiği¨ kaydediliyor. BM Raporu, aslında şu gerçeğin altını çiziyor: Türkiye ile 130 kilometre sınırı bulunan İdlib, küçük bir Afganistan&#39;a dönüşmüş durumda. Türkiye için kayda değer bir tehdit. Etkili önlemler şart.&quot;</p><p style="text-align: justify;"><strong>DOĞU AKDENİZ&#39;DE ENERJİ SAVAŞLARI DEVAM EDECEK</strong></p><p style="text-align: justify;">Doğu Akdeniz&#39;de, 2020&#39;de enerji savaşlarının ve güç mücadelesinin şiddetlenerek devam edeceğinin altını çizen Dr. Naim Babüroğlu, &quot; Doğu Akdeniz, Suriye&#39;ye ek olarak, Türkiye&#39;yi ikinci cephede mücadeleye zorlayacaktır. Doğu Akdeniz&#39;de Türkiye ve KKTC&#39;nin yetki alanları yok sayılarak, Yunanistan ve GKRY&#39; nin diğer ülkelerle yaptığı doğalgaz sondaj çalışmaları Türkiye için önemli bir tehdittir&quot; dedi.</p><p style="text-align: justify;"><strong>&quot;RUSYA&#39;YLA ARAMIZ BOZULURSA SURİYE&#39;DE SIKINTI YAŞARIZ&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Türkiye&#39;nin başlangıçta, &quot;NATO&#39;nun Libya&#39;da ne işi var&quot; diyerek Libya&#39;ya müdahaleye karşı çıkıp,&#160; kısa bir süre sonra altı gemiyle katkıda bulunduğunu söyleyen Babüroğlu, &quot;ABD&#39;ye, Fransa&#39;ya ve Batı ülkelerine verilen bu desteğin, stratejik bir hata olduğunu söyledi.</p><p style="text-align: justify;">Türkiye&#39;nin, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti ile 27 Kasım 2019&#39;da imzaladığı anlaşmayla yetki alanlarını yok sayan projeye dur demesinin detaylarını Babüroğlu şöyle açıkladı: &quot;ABD başta olmak üzere, AB anlaşmaya tepki göstererek, Yunanistan&#39;ın yanında yer almışlardı. Türkiye, Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti&#39;ni desteklerken, Tobruk merkezli Temsilciler Hükümeti ise yapılan anlaşmayı geçersiz saydı. Türkiye&#39;nin karşı cephesinde yer alan Hafter güçlerini, Rusya, BAE, Suudi Arabistan, Fransa ve Mısır destekledi. Türkiye, Suriye&#39;de Rusya ile birlikte hareket ederken; Libya&#39;da Rusya karşısında yer alıyor. Türkiye için en büyük risk, karşı cephede yer alan Hafter güçlerinin üstünlük sağlayarak kontrolü ele geçirmesi ve Türkiye&#39;nin yaptığı anlaşmanın geçersiz kılınması. Suriye&#39;de, ABD ve Rusya arasında denge sağlamakta zorlanan bir Türkiye var. Libya&#39;da izlediği politika nedeniyle, Rusya&#39;yla süregelen iyi ilişkilerin olumsuz etkilenmesi Türkiye&#39;yi Suriye&#39;de zora sokabilir.&quot;</p><p style="text-align: justify;"><strong>TÜRKİYE, SURİYE&#39;DE ABD&#39;YLE İŞBİRLİĞİNDEN VAZGEÇMELİ</strong></p><p style="text-align: justify;">PYD/PKK terör örgütüyle mücadelenin, ABD ve diğer ülkelerin desteği nedeniyle kısa dönemde sona eremeyeceği gerçeği ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine emniyetle dönüşlerinin sağlanması yönünden Şam yönetimiyle, ¨Adana Mutabakatı¨nın aktif duruma getirilmesi gerektiğini söyleyen Babüroğlu, Suriye ile iş birliğinin artırılması gerektiğini vurguladı.</p><p style="text-align: justify;">&#160;</p>