<img alt="" src="/haberler/HaberResimleri/GLOBDEM.jpg" style="BORDER: 0px solid; ">

  İAÜ'den Karadeniz ve Azak Denizi Webinarı

  Bölgede Krizi Aşmak İçin Ortak Müzakere Yolları Bulunmalı


<p><strong>​İ</strong><strong style="text-align: justify;">AÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü ile Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi (GLOBDEM)&#39;nin düzenlediği ve Diplomasi Araştırmaları Merkezi&#39;nin (DARD) katkı verdiği &quot;Russia-Ukraine Relations: The Future of Black Sea and Azov Sea Region (Rusya-Ukrayna İlişkileri: Karadeniz ve Azak Denizi Bölgesinin Geleceği)&quot; webinarında Karadeniz ve Azak Denizi bölgesindeki gerilimlerin nedenleri ele alındı. Ukrayna, Rusya, NATO, Avrupa Birliği ve bölge ülkelerinin buradaki politikalarına ve krizdeki yerlerine değinilen webinarda krizin aşılmasının tarafların ortak müzakere yollarını bulabilmeleriyle paralel olduğuna dikkat çekildi.</strong></p><p style="text-align: justify;">İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Lisansüstü Eğitim Enstitüsü&#39;nün ve Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen uluslararası webinar &quot;Russia-Ukraine Relations: The Future of Black Sea and Azov Sea Region (Rusya-Ukrayna İlişkileri: Karadeniz ve Azak Denizi Bölgesinin Geleceği)&quot; adıyla gerçekleştirildi.</p><p style="text-align: justify;"><strong>ULUSLARARASI KONUKLAR</strong></p><p style="text-align: justify;">Üniversitenin resmi YouTube kanalından canlı yayınlanan webinarın moderatörlüğünü İstanbul Aydın Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca ve Global Barış ve Demokrasi Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Murat Jane gerçekleştirdi. Webinarda Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümünden Prof. Dr. Giray Saynur Derman, Narxoz Üniversitesi Hukuk ve Sosyal Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. Algerim Yelibayeva, Narxoz Üniversitesi Hukuk ve Sosyal Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. Saken Mukan, Loughbrough Üniversitesi Diplomasi ve Uluslararası Yönetişim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Cristian Nitolu, Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Yuliya Biletska, Gasprinsky Jeostrateji Enstitüsü Direktörü Nariman Ustalev ve Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu&#39;ndan Konsolos Maksym Vdovychenko konuşmacı olarak yer aldı.</p><p style="text-align: justify;"><strong>DR. YULIYA BILETSKA: &quot;UKRAYNA TOPRAK KAYBETTİ, RUSYA İSE UKRAYNA&#39;YI KAYBETTİ!&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Tarafların birbirlerine yönelik hissiyatının ne olduğu sorusu üzerine <strong>Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Yuliya Biletska</strong>; Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmaların temelinde ulus inşası sırasında gerçekleştirilen korkuların yattığına işaret etti.&#160; 2014 yılının iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir tarih olduğunu belirten Yuliya Biletska bu tarihten sonra Rusya&#39;nın Ukrayna&#39;nın isteklerine kulağını tıkadığını belirtti. Rusya&#39;nın bölgedeki diğer devletlerin ve ulusların varlığını hiçbir zaman tam olarak kabul edemediğini belirten Biletska Rusya&#39;nın amacının kendi hakimiyeti altında bir bölge arayışı olduğunu ifade etti. Diğer taraftan 2014 yılına kadar Ukrayna&#39;nın bu duruma çok itiraz etmediği fakat Kırım&#39;ın ilhakıyla beraber hem siyasetçilerde hem de halkta Rusya&#39;ya karşı bir tepkinin ve ayrışmanın yaşanmasının deneyimlendiği görülmektedir. Biletska bunda önemli bir etkenin de Ukraynalıların kimliklerini artık birincil bir gündem haline getirmiş olmalarına bağladığını belirtti. Ukrayna&#39;nın medeni dünyaya dahil olmak istemesi, Rusya etkisinden çıkma arayışları da diğer etkenler olarak ifade edildi. Yuliya Biletska 2014 öncesinde Ukraynalıların %60-70&#39;i Rusya&#39;yı bir partner olarak görürken günümüzde çoğunluğun Rusya&#39;yı birincil düşman olarak tanımlamalarını önemli bir kırılma yarattığına dikkat çekti. Biletska &quot;Savaşta Ukrayna topraklarının bir kısmını kaybetmiş olabilir ama Rusya Ukrayna&#39;nın tamamını kaybetmiştir&quot; değerlendirmesini yaptı.</p><p style="text-align: justify;"><strong>UKRAYNA İSTANBUL KONSOLOSU MAKSYM VDOVYCHENKO: &quot;RUS ETKİSİ DENGELENMEZSE BARIŞI SAĞLAMAK GÜÇLEŞİR.&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">&quot;Rusya&#39;nın Kırımı ilhakı ve Ukrayna ile çatışmalarının temelinde ve bu denli sert güç kullanmasının arkasında yatan ana hedef; Karadeniz ve Azak Denizi bölgesindeki hakimiyetinin risk altına girmesini önlemektir&quot; ifadelerini kullanan <strong>Ukrayna İstanbul Konsolosu Maksym Vdovychenko</strong> diğer taraftan Putin&#39;in Ukrayna ve bölgedeki diğer ülkeleri halen Moskova&#39;nın tarihsel birer parçası ve ilgi alanı olarak gördüğünü deklare ederek bunu çekinmeden açıkladığına vurgu yaptı. Konsolos Maksym Vdovychenko, Putin&#39;in böyle bir söylemde bulunarak Karadeniz ve Azak denizindeki diğer aktörlere de mesaj verdiğini belirtti. Maksym Vdovychenko&#39;a göre eğer Karadeniz&#39;deki artarak devam eden müdahaleci Rus etkisi NATO ve diğer ülkeler tarafından dengelenemezse bölge ülkelerinin ve dolayısıyla Karadeniz&#39;in barış yıllarının sonu gelebilir.</p><p style="text-align: justify;"><strong>PROF. DR. GİRAY SAYNUR DERMAN: &quot;RUSYA, NATO&#39;YU ELİMİNE ETMEK İSTİYOR.&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Rusya için Karadeniz ve Azak Denizi hem ekonomik hem de güvenlik açısından oldukça stratejik bir bölgedir yorumunu yapan <strong>Prof. Dr. Giray Saynur Derman</strong>; Ukrayna ile Rusya ilişkilerinin bu paralelde de ele alınması gerektiğine işaret etti. &quot;Rusya bu bölgeyi hem ekonomik açıdan önemsemekte hem de Batı&#39;nın burada olası hakimiyeti ihtimalini azaltmak istemektedir.&quot; diyen Derman, Ukrayna için ise özellikle bölgede karşılıklı iyi ilişkiler kurduğu ülkelerle ekonomik anlamda uzlaşı yolunu seçerek kendi çıkarlarını öncelediği bir politikanın önemli olduğunu ifade etti. Derman, Kırım&#39;ın Rusya tarafından ilhak edilmesinin de gösterdiği üzere Rusya Ukrayna&#39;nın bu isteklerini göz ardı ettiğini, iki ülkenin farklı amaçlarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdiğini belirtti. Prof. Dr. Giray Saynur Derman; Karadeniz ve Azak Denizi&#39;nde karşı karşıya gelenin sadece Rusya ve Ukrayna olmadığını; Karadeniz ve Azak Denizi&#39;ni kendi bölgesi olarak gören Rusya&#39;nın bu bölgeyi güvence altına almak konusunda kararlı olduğunu ve bölgeye Ukrayna üzerinden dahil olmak isteyen NATO&#39;yu da tehlikeli bir rakip olarak gördüğünü ifade etti.</p><p style="text-align: justify;">&#160;</p><p style="text-align: justify;"><strong>DOÇ. DR. AİGERİM YELİBAYEVA: &quot;UKRAYNA&#39;NIN DEMOGRAFİSİ DIŞ POLİTİKAYI OLUMSUZ ETKİLİYOR&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Ukrayna&#39;da iç politikada birtakım farklı görüşlerin olduğu, toplumun siyasi tercihlerinin çeşitlendiğini belirten <strong>Doç. Dr. Aigerim Yelibayeva</strong>; Ukrayna&#39;nın batısında halkın genellikle Batı yanlısı ve dünyaya açılan bir Ukrayna hayaline sahipken ülkenin doğusunda ise Moskova yanlısı politikaları destekleyen bir toplumun olduğuna dikkat çekti. Yelibayeva&#39;ya göre bunun nedeni bölgelerin demografik yapılarıdır. Diğer taraftan Yelibayeva, Ukrayna&#39;da bu durumun karar alınmasına ve ülkenin dış politika geliştirmesine çeşitli zorluklar getirdiğini ifade etti. Buna göre Ukrayna&#39;nın hala Rusya&#39;ya bağımlı olduğu düşünüldüğünde Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmek Ukrayna için önemlidir. Yelibayeva Rusya&#39;nın görünürde Ukrayna ile savaştığı düşünülse de aslında burada karşı olunanın NATO olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Aigerim Yelibayeva, iki ülkenin konuyu tartışabileceği bir platforma taşıması gerektiğini dile getirdi.</p><p style="text-align: justify;"><strong>DR. CRISTIAN NITOLU: &quot;RUSYA-AB İLİŞKİLERİ KARŞILIKLI FAYDALAR ÜZERİNE KURULU&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Ukrayna ile entegrasyonun Avrupa Birliği için öncelik olmadığını dile getiren <strong>Dr. Öğr. Üyesi Cristian Nitolu</strong>, Karadeniz Bölgesi&#39;nin Rusya için Avrupa Birliği&#39;nin önemsediğinden daha önemli bir bölge olduğunu göz önünde bulundurmak gerektiğini, Rusya&#39;nın bölge üzerindeki baskısının bu paralelde anlaşılırlığı daha kolay olacağını ifade etti. &quot;Rusya-AB ilişkileri ise zaman zaman çatışma ve iş birliği ihtimallerini de barındırmaktadır (Ukrayna özelinde de karşılıklı suçlamalar bulunmaktadır) fakat iş birliğinin özellikle ekonomi alanında sürdürüldüğü görülmektedir.&#160; Bu durum her ne kadar Ukrayna&#39;nın kabul edemeyeceği bir durumsa da Rusya ve AB&#39;nin Karadeniz&#39;deki ilişkileri güvenlik üzerine değil karşılıklı faydalar üzerine kuruludur.&quot; İfadelerini kullanan Nitolu diğer taraftan Rusya&#39;nın Ukrayna meselesine Ukrayna ile savaş değil Batı ile savaş olarak baktığına dikkat çekti.&#160; </p><p style="text-align: justify;"><strong>NARİMAN USTALEV: &quot;KARADENİZ&#39;DE RUS BASKISININ ÖNÜNDEKİ EN ÖNEMLİ UNSUR UKRAYNA&#39;DIR&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmanın aslında jeopolitik ve kültürel nedenlere dayanan tarihi bir sorun olduğunu dile getiren <strong>Gasprinsky Jeostrateji Enstitüsü Direktörü Nariman Ustalev</strong>, Esasen Rusya&#39;nın Ukrayna&#39;yı bölgesel entegrasyonun anahtarı olarak gördüğünü ifade etti. Ukrayna&#39;nın Batı ile ilişkilerini geliştirerek daha faydalı bir barış arayışında olduğunu belirten Ustalev, ülkenin ABD ve Batı tarafından destek gördüğüne dikkat çekti. &quot;Ukrayna hem ABD hem Batı için önemli bir ülke olma konumunu sürdürmektedir keza Rus baskısının ve yayılmacılığının önündeki en önemli unsur Ukrayna&#39;dır.&quot; ifadelerini kullanan Ustalev Ukrayna&#39;nın hem Batı hem de diğer müttefiklerin Karadeniz&#39;deki varlıklarının ve ticaretlerinin güvenliği açısından önemli bir ülke olduğunu söyledi.</p><p style="text-align: justify;"><strong>DOÇ. DR. SAKEN MUKAN: &quot;TÜRKİYE KARADENİZ&#39;DE BARIŞI SAĞLAYABİLİR&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">AB ve ABD tarafından Kırım&#39;ın işgali ile ilgili olarak Rusya&#39;ya yapılan ekonomik yaptırımların bölgedeki diğer ülkeleri de ekonomik olarak etkilediğini (Kazakistan gibi) Rusya&#39;nın bölgedeki etkisini kırmakta çok etkili olmadığını belirten <strong>Doç. Dr. Saken Mukan</strong>, bölgede birçok devletin ekonomik ve güvenlik açısından Rusya ile bağımlı olduğunu ifade etti. Mukan, NATO ve AB&#39;nin Ukrayna için Rusya ile tamamen karşı karşıya gelebileceğine dair şüpheleri olduğunu söyledi. Mukan&#39;a göre Rusya&#39;yı ekonomik yaptırımlar ve uluslararası hukuk ile durdurmak pek mümkün değildir. &quot;Hem Rusya ile iyi ilişkiler geliştirebilen hem de bölgenin önemli bir gücü olan Türkiye&#39;nin dahiliyetiyle bu sorunun bir anlaşma yoluna girebileceğin, Karadeniz&#39;in tekrar barış alanı ve gelişmiş bir ekonomi bölgesi olması sağlanabilir&quot; ifadesini kullanan Doç. Dr. Saken Mukan Türkiye&#39;nin krizi sonlandırmadaki önemine işaret etti.</p><p style="text-align: justify;"><strong>PROF. DR. KARACA&#39;DAN &quot;MONTRÖ&quot; VURGUSU</strong></p><p style="text-align: justify;">Ukrayna meselesini sadece Rusya-Ukrayna çatışması olarak görmenin doğru olmayacağını söyleyen <strong>Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca</strong>; bu krizi esasında Rusya-NATO-AB arasındaki Soğuk Savaş sonrası gerilimlerin Ukrayna&#39;da tekrar canlanması olarak ifade etti.&#160; Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, krizi sadece Rusya ve onun perspektifinden okumanın, Batı&#39;nın Rusya sınırındaki hareketlerini ve yayılma arayışlarını göz ardı etmenin eksik bir okuma yaratacağını belirterek Rusya&#39;nın bölgede işgal politikaları yürütmesinin bir sebebi olarak da kendisine dayatılan yaptırımların onu bu yola başvurmaya itmiş olmasından kaynaklanabilmiş olabileceğine dikkat çekti. &quot;Bağımsız bir Ukrayna&#39;nın Karadeniz&#39;deki dengenin sağlanmasında önemlidir&quot; ifadesini kullanan Karaca, problemlerin diplomasi yoluyla çözülmesini umduğunu belirtmiştir. Diğer taraftan Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca; Türkiye&#39;nin Montrö Sözleşmesini uygulayarak bölgedeki stabiliteyi sağlaması gerektiğine inandığını ifade etti.<br/></p><p><br/></p>

Yayınlandı:
5.7.2021

Kategori:
Gündem

Alt Kategori:
 

Birim:
 

Departman:
 

  Yes