<p>​<span style="text-align: justify;">2</span><span style="text-align: justify;">7 Mayıs Çarşamba gecesi Türkiye&#39;nin doğu illerinde gözlenen ateş topunun, büyükçe bir göktaşının Dünya&#39;ya düşmesi nedeniyle oluştuğu iddia edilmişti. Konuyu değerlendiren </span><strong style="text-align: justify;">İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Gök Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÖKMER) Müdürü Prof. Dr. Orhan Gölbaşı</strong><span style="text-align: justify;">, yorum yapmak için henüz erken olduğunu, ancak göktaşının parçalarının bulunmasından sonra kesin bir sonuç alınabileceğini söyledi.</span></p><p style="text-align: justify;"><strong>&quot;Bu bir göktaşı yağmuru değil&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Göktaşının Erzincan civarına düştüğünün iddia edildiğini, ancak kesin bir yer tespitinin şu aşamada mümkün olmadığını ifade eden Prof. Dr. Gölbaşı, &quot;Göktaşları, Dünya daha önce geçen bir kuyrukluyıldızın bıraktığı kalıntılar arasından geçerken atmosfere girerek yanan, çoğunlukla birkaç gram kütleli parçacıklardan oluşur. Bazen yeryüzüne ulaşacak kadar olanlar, havadaki sürtünme nedeniyle ısınarak &#39;ateş topu&#39; halinde görülürler. 27 Mayıs&#39;ta yaşanan durum da böyledir. Olayın &#39;beklenen bir göktaşı yağmuru&#39; olduğu da iddia ediliyor. Ancak yakın zamanda beklenen bir göktaşı yağmuru yok. En yakın göktaşı yağmuru 27-28 Temmuz 2020 gecesi Kova takımyıldızı civarında gerçekleşecek. Bir önceki ise 5-6 Mayıs tarihinde gerçekleşmişti. Elbette yalnızca bu tarihler arasında göktaşı olayı olmaz. 27 Mayıs&#39;ta gerçekleşen ateş topunun, bu bahsettiğimiz göktaşı yağmurlarından bağımsız ve oldukça büyük denebilecek bir göktaşının atmosfere girerek yanması sonucunda gerçekleş olduğunu tahmin ediyoruz&quot; dedi.</p><p style="text-align: justify;"><strong>&quot;1 metrelik meteor bile ciddi hasar verir&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Çapı 1 metre civarında olan bir göktaşının bile Dünya&#39;ya düşmesi halinde ciddi hasarlara yol açabileceğini kaydeden Prof. Dr. Gölbaşı, &quot;Böyle bir göktaşının Dünya&#39;ya ulaşması sonucunda açılacak çukur ve genişlik, göktaşının çapından 10 kat kadar daha büyük olur. Söz gelimi 50 bin yıl önce ABD Arizona&#39;ya düşen, 1,2 kilometre genişlikte ve 170 metre derinlikte bir çukuru açan meteor sadece 50 m çapındaydı. Ancak açığa çıkardığı enerji, 1945&#39;te Hiroşima&#39;ya atılan atom bombasından yüzlerce kat daha fazlaydı. 65 milyon yıl önce Büyük Okyanus&#39;a düşen meteor ise dinozor neslinin yok olmasına yol açmıştı. Ancak bu boyutta bir göktaşının Dünya&#39;ya, özellikle de Türkiye düşmesi çok küçük bir ihtimaldir&quot; ifadelerini kullandı.</p><p style="text-align: justify;"><strong>&quot;Milyonda bir ihtimal&quot;</strong></p><p style="text-align: justify;">Zaman zaman gündeme gelen &quot;Şu tarihte Dünya&#39;ya çok büyük bir meteor çarpacak, büyük hasar verecek&quot; iddialarını da değerlendiren Prof. Dr. Gölbaşı, &quot;Bu iddialarda bahsedilenler meteor değil, &#39;asteroid&#39; ya da &#39;küçük gezegen&#39; denen gök cisimleridir. Mars ile Jüpiter arasında dolanan bu küçük gezegenlerin sayısı 1 milyondan fazladır. Bunlardan 4 bin kadarının yörüngesi Dünyanın yörüngesiyle çakışıyor. Ancak bunlardan herhangi birinin Dünya&#39;ya çarpma ihtimali &#39;milyonda bir&#39; düzeyindedir. Örneğin 29 Nisan 2020&#39;de bu asteroidlerden 1998 OR2&#39;nin Dünya&#39;ya çarpabileceği iddia edilmişti. Ancak Dünya&#39;ya 6 milyon kilometre mesafeden geçip gitti. 2004 FH asteroidi, yaklaşık 30 metre çapındaydı ve 18 Mart 2004 gece yarısında Dünya yüzeyinden 43 bin kilometre uzaklıktan geçmişti. Bu uzaklık, iletişim uydularının yörüngesinden yaklaşık 7 bin kilometre kadar ötesine denk geliyor. Ancak bu kadar düşük ihtimal, hiçbir zaman böyle bir çarpışma olmayacağı anlamına da gelmiyor&quot; diyerek sözlerini tamamladı.</p>