Enerji Gündemi

​​

Rusya ile enerji işbirliği

Yıldız, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in önümüzdeki hafta yapacağı ziyarette enerji alanında yeni işbirliği alanlarına gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soruyu yanıtlarken, ziyarette konuşulacak önemli konu başlıklarından birinin de enerji sektörü olduğunu söyledi.

''Rusya ile gerek stratejik gerekse fizibilitesi ispatlanmış birç​ok projeyi geliştirme imkanımız var'' diyen Yıldız, Rusya'nın Türkiye için çok iyi partner olduğunu vurguladı. Yıldız, ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin, özellikle ekonomik derinliğin artmasından sonra farklı ülkelerle farklı projeler geliştirebilecek bir kabiliyeti oluştu. Bu kabiliyet çerçevesinde bize en yakın proje gerçekleştirecek ülkelerden biri Rusya'dır'' dedi.

Suriye ile ilgili sıkıntıların ilişkileri etkileyip etkilemeyeceğinin zaman zaman sorulduğunu anlatan Yıldız, Rusya ile enerji sektöründe bu tür konulardan etkilenmeyecek platform oluşturduklarını bildirdi. Yıldız, Rusya ile enerji işbirliğinin güçlenerek artacağına dair inancını da dile getirdi.

Tpao Adıyaman Bölge Müdürlüğü'nün 2012 Yılı Faaliyetleri

Türkiye ham petrol üretiminin yüzde 19,3'ünün üretildiği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Adıyaman Bölge Müdürlüğü, Türkiye'nin petrol ihtiyacının yüzde 2'sini karşılıyor.

Türkiye ham petrol üretiminin yüzde 19,3'ünün üretildiği Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Adıyaman Bölge Müdürlüğü, Türkiye'nin petrol ihtiyacının yüzde 2'sini karşılıyor. 

TPAO Adıyaman Bölge Müdürü Halil Murat Demir, TPAO'nun kuruluşunun 58'inci yılı nedeniyle düzenlediği basın​ toplantısında 2012 yılı faaliyetlerinden bahsetti. 58'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen 'Ufukta Umutlar' adlı resim, şiir, öykü ve fotoğraf yarışmasının 5.'sinin tanıtım toplantısında konuşan Halil Murat Demir, TPAO'nun Adıyaman bölgesinde yaptığı çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. 

TPAO'nun Adıyaman bölgesindeki ilk petrol keşfinin 1971 yılında Adıyaman sahasının bulunması ile gerçekleştirdiğini kaydeden Demir, açıklamasında şunları söyledi: 

"Arama çalışmalarının sürmesiyle Güney Adıyaman, Kuzey Adıyaman ve Bölükyayla (1977), Çemberlitaş (1982), Çukurtaş (1985), Batı Fırat ve Akpınar (1986) sahaları keşfedilmiştir. Karakuş sahasının 1988 yılında keşfi ile bölgede artırılan arama faaliyetleri sonucu Güney Karakuş (1989), Cendere, Kuzey Karakuş, Beşikli ve Ozan Sungurlu (1990), Doğu Beşikli, Bakacak, Tokaris ve İkizce (1991) sahaları keşfedilmiştir. Adıyaman Bölge Müdürlüğü, bölgede sosyal hayatın gelişmesine önemli katkılar sağlamakta, faaliyetlerinde operasyonel verimliliğini ve teknik kapasitesini artırarak bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü tarafından 2012 yılı içerisinde 1 Ocak - 1 Aralık 2012 tarihleri arasında, 2 üretim (2 petrollü), 4 tespit (2 petrollü, 1 tamamlama) ve 16 arama (8 petrollü) kuyusu olmak üzere toplam 22 kuyunun sondajı tamamlanmış ve 6 kuyuda sondaj faaliyetleri devam ediyor. 1 Aralık 2012 itibariyle 47 bin metre sondaj yapılmıştır. 6 kuyuda sondaj faaliyetleri devam etmekte olup, 12 kuyu petrollü olarak tamamlanmıştır. 5 yeni saha keşfi yapılmıştır. Bu sahalar; Altıntop, Dudere, Batı Güven, Kuzey Sarısöğüt ve Bozhüyük'tür. 2012 yılında Adıyaman'da 70 kilometrekare üç boyutlu, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa'da 400 kilometre iki boyutlu sismik yapılmıştır. 2012 yılı Ekim ayı sonu itibariyle kamu ve özel toplamı olmak üzere Türkiye ham petrol üretimi yaklaşık 13,4 milyon varil olup, yüzde 68'lik kısmı (9,08 milyon varil) TPAO tarafından üretilmiştir. Aynı dönemde yapılan üretim miktarları dikkate alındığında Adıyaman bölgesi Türkiye ham petrol üretiminin yüzde 19,3'ünü gerçekleştirmektedir. Türkiye petrol ihtiyacının yüzde 2'si bölge müdürlüğümüzce üretilmektedir. 2012 yılının ilk 11 ayında, Adıyaman bölgesi 39 üretim sahasındaki 239 kuyudan toplamda 3 milyon 99 bin 409 varil ham petrol üretmiş olup, bunun 2 milyon 847 bin 379 varillik kısmı kendi payıdır. Yıl içinde 14 kuyu yeni olarak devreye alınırken, 2 üretim kuyusu da değişik nedenlerle devre dışı kalmıştır. Bugün itibariyle Adıyaman bölgesi günlük üretimi 9 bin 532 varil olup, Şambayat, Doğu Şambayat, Elbeyi, Doğu Çemberlitaş ve Batı Gökçe sahalarının geliştirme çalışmalarına hızla devam edilmektedir." 

Halil Murat Demir, TPAO Bölge Müdürlüğü'nün sosyal faaliyetleri kapsamında bu yıl 5.'si düzenlenen 'Ufukta Umutlar' konulu resim, şiir, öykü ve fotoğraf yarışmasının Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya ve Şanlıurfa'yı kapsayacak şekilde düzenlendiğini kaydetti. - ADIYAMAN 

Bilim Adamlarının Son Kehaneti
Geleceğin enerji kaynaklarında petrolün yerini elektrik alacak. Enerji için piller, atık sular ve güneş kullanılacak.

İstanbul Aydın Üniversitesi Enerji Politikaları ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EPPAM), gelecekte enerji kaynaklarının nasıl kullanılacağıyla ilgili bir araştırma yaptı. Araştırmaya göre bundan böyle atık sular, piller, karbondioksit, rüzgar ve güneş enerjisi hayatımıza yön verecek. Petrolün hayatımızda ki hakimiyeti son bulurken, elektirik üretimi için de atıl durumda bulunan tüm doğal kaynaklar harekete geçirilecek. Bu projeler içinde  kulağa en çılgın gelen ise ‘rüzgar enerjili dönen gökdelen’ projesi. Gökdelen elektriğini her kat arasına yerleştirilmiş yatay rüzgar tribünlerinden elde edecek.​
9103103.jpg

YOSUN YAKITLARI YOLDA

Jetler depolarını bundan böyle tohum yakıtıyla dolduracak. ABD, fosil yakıt kullanımını azaltan temiz ve yeşil enerjiye yöneldi. Bakanlık yosun ve kanoladan donanma için yakıt üretmeye çalışıyor. 

Cep’leri Rüzgar Şarj Edecek

Araştırmaya göre cep telefonları için artık rüzgar enerjisinden elektirik üretilecek. Bunun için İngiltere’de kurulan bir çadırda rüzgar enerjisiyle 1 saatte 100 telefonu şarj edecek kadar enerji üretildi. Elektrikli arabalar zaten bilinen ve kullanılmasına ramak kalan bir icad ama buna şimdi lityum-iyon pil sistemiyle çalışan arabalar da ekleniyor. Buna ek olarak havadaki karbondioksiti yakıta çeviren sistemde kısa süre içinde gerçekleşecek. Böylece elektrikli uçaklar apronda yerini alacak.

EBRU BARAN İSTANBUL
11 Ocak 2011
http://www.stargazete.com/guncel/bilim-adamlarinin-son-kehaneti-haber-322633.htm

Facebook'tan 2011 yılı enerji kullanım istatistiği
Teknoloji devi şirketlerin büyük yatırımlarla faaliyete geçirdikleri veri merkezlerindeki enerji kullanımı, çevre örgütlerinin protestolarına sık sık konu oluyor. Sosyal ağ devi Facebook da 2011 yılındaki enerji kullanımını kamuoyu ile paylaştı. 
2011 yılında aylık aktif Facebook kullanıcısının karbon salınımı toplamda 269gr oldu. Bu oran bir orta Latte veya 3 adet muzun karbon salınımına eşit. 
Facebook'un ofis, veri merkezi ve diğer tesislerin toplam enerji kullanımı 532 milyon kW/s oldu. Doğaya salınan karbon dioksit ve benzeri sera etkisi yapan gazların miktarı ise 285 000 metrik ton.  
Facebook'un enerji kullanımı yüzde 17 tabii gaz, yüzde 13 nükleer enerji, yüzde 23 yenilenebilir enerji, yüzde 27 kömür, yüzde 20 ise diğer enerjiden oluşuyor. 
Facebook çevreci yatırımlarına devam ederken, 2015 yılında yüzde 25 yenilenebilir enerji kullanmayı planlıyor. İsveç'teki veri merkezi de dahil olmak üzere Facebook yenilenebilir enerjiye ağırlık veren veri merkezlerini önümüzdeki yıllarda faaliyete sokacak. 

5454041.jpg
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2013 Bütçesi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, elektrik üretiminde doğalgazın payının yüzde 41'lere kadar düşürüldüğünü bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bakanlığın 2013 yılı bütçesini sundu.
Komisyonda yaptığı sunumda, büyümesini özel sektör eliyle gerçekleştiren enerji sektörünün yatırım ortamının iyileştirilmesi, ithalatın azaltılması, yeni santrallerin yapılması ve enerji tasarrufunu ön planda tutan bir planlamaya gittiklerini söyledi.

Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek için çalıştıklarını kaydeden Yıldız, bunların çevreye rağmen değil, çevreyle beraber yapılacağını kaydetti.
-37,9 trilyon dolarlık yatırım-

Türkiye'nin ve dünyanın enerji talebinin sürekli arttığını ifade eden Yıldız, Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre bu talebi karşılayabilmek için 2011-2035 yılları arasında küresel ölçekte toplam 37,9 trilyon dolar yatırım yapılacağının tahmin edildiğini hatırlattı.

Yıldız, yine Uluslararası Enerji Ajansı'nın tahminlerine göre bugün 12,13 milyar ton eşdeğeri petrol (TEP) olan dünya birincil enerji talebinin, 2035 yılında 18,5 milyar TEP, verimliliğin teşvik edildiği yeni politikalar senaryosuna göre de 16,96 milyar TEP'e ulaşmasının beklendiğini bildirdi.

Türkiye'nin halen dünya ülkeleri arasında birincil enerji tüketiminde 21'inci, petrol tüketiminde 26'ncı, kömür tüketiminde 14'üncü, elektrik tüketiminde 20'inci sırada bulunduğunu belirten Enerji Bakanı Yıldız, öte yandan Türkiye'nin dünyada kömür rezervinde 17'inci, kömür üretiminde 13'üncü, elektrik üretiminde 20'inci, jeotermal enerji kapasitesinde 12'inci, güneş enerji kapasitesinde 27'inci, rüzgar enerjisi kapasitesinde ise 16'ncı ülke konumunda olduğunu ifade etti.

-Elektrik talebinde yıllık yüzde 7-8 artış-

Türkiye'nin enerji talebinin sürekli artış gösterdiğini vurgulayan Yıldız, ülkenin dünyada 2002 yılından bu yana elektrik ve doğalgazda Çin'den sonra en fazla talep artış hızına sahip ikinci büyük ekonomi olduğunu söyledi.

Yüksek büyüme oranlarının sonucu olarak uzun yıllardan beri Türkiye'nin elektrik enerjisi artışının yıllık yüzde 7-8 seviyelerinde gerçekleştiğini anlatan Taner Yıldız, üretim kapasite projeksiyonlarına göre bu artışın önümüzdeki 10 yıllık süreç içinde de devam edeceğini ve yıllık ortalama talep artışının yüksek talep senaryosunda yüzde 7.5, düşük talep senaryosunda ise yüzde 6.5 seviyelerinde oluşmasının öngörüldüğünü bildirdi.

Bakan Yıldız, 2002 yılında 31 bin 846 Megavat (MW) olan elektrik enerjisi kurulu gücünün 2012 yılı Ekim ayı sonu itibariyle 55 bin 785 MW'ye, 2002 yılında 300 olan elektrik üretim santrali sayısının ise bu yılın Ekim ayı sonu itibariyle 743'e yükseldiğini kaydetti.

-Doğalgaz kullanımı-

Bakan Yıldız, doğalgazın kullanılmaya başlandığı 1987 yılında 500 milyon metreküp olan yıllık yurtiçi doğalgaz tüketiminin bu yıl bitimine kadar 48,5 milyar metreküpe ulaşacağını dile getirdi.

Elektrik üretiminde doğalgazın payının giderek azaldığına işaret eden Yıldız, şu anda üretimde doğalgazın payının yüzde 41'lere kadar düşürülmüş durumda olduğunu dile getirdi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırabilmek için hem yasal altyapı çalışmalarını hem de sektörü harekete geçirecek kapsamlı çalışmaları yürüttüklerini ifade eden Yıldız, 2002 yılında 12 bin 241 MW olan hidrolik kurulu gücünün bu yıl Ekim sonu itibariyle 18 bin 747 MW'ye, rüzgar enerjisi kurulu gücünün ise 2 bin 106 MW'ye ulaştığını söyledi.

Jeotermal enerji arama çalışmalarının hızlandırıldığını anlatan Yıldız, 2002 yılında 12 bin 277 MW olan yenilenebilir enerji kaynaklarının gücünün yüzde 65 oranında artarak 2012 yılı Ekim ayı sonu itibariyle 21 bin 114 MW'ye ulaştığını bildirdi.

-Kömür arama hamlesi-

Türkiye'nin kömür potansiyelini ortaya çıkartmak ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) uhdesinde bulunan kömür sahalarının da santral yapma koşuluyla özel sektöre devredilmesi projeleri hakkında da bilgi veren Yıldız, ''Elektrik üretiminde kullanılan yerli kaynaklarımızdan linyitten elde edilebilecek elektrik enerjisi üretim potansiyeli olarak, MTA tarafından yeni keşfedilen sahalarla birlikte ülkemizde 17 bin MW santral kurulabilecek güce sahip linyit rezervi bulunmaktadır'' dedi.

Bu yıl Adana-Tufanbeyli ve Soma-Deniş kömür sahalarının santral yapılmak üzere özel sektöre devredildiğini hatırlatan Yıldız, Bursa-Davutlar ve Harmanalanı sahaları için 1 Kasım 2012 tarihinde ihaleye çıkıldığını ve kazanan firma ile önümüzdeki günlerde sözleşme imzalanacağını söyledi.

Bakan Yıldız, Afşin-Elbistan kömür havzasına çok önem verdiklerini ve bununla alakalı görüştükleri firmaların tekliflerini önümüzdeki hafta kamuoyu ile paylaşacaklarını da açıkladı.

Deniz araştırmaları teknolojilerinin büyük hızla ilerlemesi soncu birçok ülkenin, kutuplar da dahil tüm denizlerde doğal kaynakların tespit edilmesi yönünde yoğun bir yarışın içerisine girdiğini kaydeden Yıldız, Türkiye'nin de MTA tarafından modern, ulusal yeni bir araştırma gemisinin temin edilmesi sonucunda, açık denizlerde 2 ve 3 boyutlu derin sismik araştırma kapasitesine sahip olarak bu konudaki dışa bağımlılıktan kurtulacağını ifade etti.

-Petrol ve doğalgaz arama yatırımları-

Petrol ve doğalgaz yurtiçi arama yatırımlarının 2002 yılına oranla yaklaşık 15 kat artırıldığını kaydeden Yıldız, 2002 yılı sonunda 42 milyon dolar olan yurtiçi toplam arama yatırımının, 2012 yılında 610 milyon dolar olarak planlandığını anımsattı.

Yıldız, ''2002 yılında 47 bin metre olan sondaj metrajı 2012 yılında 247 bin 550 metre olarak öngörülmüş olup, 2012 Ekim ayı sonu itibariyle 148 bin 428 metre olarak gerçekleşme sağlanmıştır'' dedi.

TPAO'nun yurtiçi çalışmalarını Karadeniz ve Akdeniz'de yoğunlaştırdığını, yurtdışında ise Azerbaycan, Irak, Libya, Kazakistan, Afganistan, Kolombiya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde çalışmalar yürüttüğünü anlatan Enerji Bakanı, Ekim sonu itibariyle halen Türkiye'de 52 adet petrol arama ve üretim şirketinin, 385 adet arama ve 83 adet işletme ruhsatıyla faaliyet gösterdiğini söyledi.

Yıldız, 2002 yılında yaklaşık 700 milyon dolar olan maden ihracatının, bu yılın sonunda 3 milyar 355 milyon ton olarak gerçekleşeceğini kaydetti.

Bor madeninin özelleştirme programına alınmayan önemli ve stratejik madenlerden biri olduğunu vurgulayan Yıldız, ''Borun özelleştirilmesiyle ilgili zihnimizde bir şey barındırmıyoruz. Ancak, hizmet alımlarıyla ilgili bir takım çalışmaları sürdürüyoruz'' diye konuştu.

-Nükleer santral-

Hızla artan enerji ihtiyacının sadece yerli kaynaklardan karşılanamayacağını ve bu nedenle nükleer santrallerin bir zorunluluk olduğunu ifade eden Yıldız, ''2023 yılına kadar 2 nükleer güç santralenin devreye alınması ve 3. santral inşasına başlanması ile nükleer enerjinin elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının artırılması hedeflenmektedir'' dedi.

Bu çerçevede Mersin Akkuyu bölgesinde kurulması planlanan nükleer santral projesi hakkında bilgi veren Yıldız, projeye sahasında halen zemin etüt çalışmalarının sürdürüldüğünü ifade etti. Yıldız, ''İlgili kurumlardan izin, lisans ve ruhsatlar alındıktan sonra inşaat süreci başlayacak ve en geç 7 yıl içerisinde santralın birinci ünitesi ticari işletmeye alınacaktır'' diye konuştu.

Bakan Yıldız, Bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlarının yürütmekte oldukları projelere 2013 yılı için tahsisi öngörülen toplam ödenek miktarının 5 milyar lira olduğunu, Bakanlık merkez teşkilatına 2013 yılı bütçesi olarak da toplam 201,93 milyon lira ödenek tahsis edildiğini bildirdi.
Bakan Yıldız: TANAP’ta güzergah belirme çalışmaları sürüyor
KAYSERİ - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi'nin (TANAP) Nabucco'nun yükünü hafifleten önemli bir proje olduğunu ifade etti. Çalışmaların sürdüğünü dile getiren Yıldız, TANAP'ta güzergah ve ortaklık konusunda hızlı bir çalışma olduğu, BP ve Total’inde projeye dahil olabileceğini söyledi. 

Bakan Taner Yıldız, Kayseri Dünya Ticaret Merkezi'nde Gaz&Power Dergisi tarafından düzenlenen 3. Türkiye Enerji Zirvesi'nin açılışında birinci özel oturumuna katıldı. Gaz&Power Yayın Grubu Başkan Sertaç Komsuoğlu ile yayın grubunun Ankara Temsilcisi Aylin Bilekli'nin sorularını yanıtlayan Yıldız, Türkiye'nin enerji politikası ve stratejinin şeffaflık, liberalleşme ve yerli ile yenilenebilir kaynaklara ağırlık verilmesi doğrultusunda önemli ve ciddi adımlar attığını ifade etti. 

Azerbaycan ile yürütülen TANAP projesinin Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesinin yükünü hafifleteceğini vurgulayan Bakan Yıldız, TANAP'ın sanayiyi peşinden sürükleyen ve istihdama katkı sağlayan önemli bir proje olduğuna dikkat çekti. Yıldız, Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir kaynakların yanında nükleer enerji önceliğinin de devam ettiğini, Sinop'ta yapılması planlanan santralle ilgilenen 4 ülkeden ikisinin biraz daha öne çıktığını açıkladı. 

Konuşmanın ardından Yıldız, anaokulu öğrencilerinin 'Enerji' konulu resim sergisini gezdi ve resimleri çizen çocuklarla bir süre sohbet etti. 
http://www.haberler.gen.al/2012-10-11/bakan-yildiz-tanapta-guzergah-belirme-calismalari-suruyor/
Gerginlik enerji fiyatlarını artırır mı?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye ile Suriye arasındaki gerilim enerji fiyatları üzerindeki etkisine ilişkin olarak, “Böyle bir gerginliğin sonucunda elektrik ve doğalgaz fiyatlarının artmasını beklemek yanlış olur. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye ile Suriye arasındaki gerilim enerji fiyatları üzerindeki etkisine ilişkin olarak, “Böyle bir gerginliğin sonucunda elektrik ve doğalgaz fiyatlarının artmasını beklemek yanlış olur. Bizim böyle bir beklentimiz yok. O açıdan herkesin müsterih olmasını istiyoruz” dedi. Yıldız Suriye ile savaş olacağını sanmadığını bildirdi. Yıldız, ATO Congresium’da Global Enerji Derneği tarafından düzenlenen, 5. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı’na katıldı. Burada enerji piyasaları üzerine bir konuşma yapan Bakan Yıldız, enerji sektörüne yön verenlerin, insanları hiçe sayan bir anlayışa sahip olmaması gerektiğini, farklı coğrafyalarda hala 1.4 milyar insanın elektriğe ulaşamadığına işaret etti. Dünyada 2050 yılına kadar enerjinin yüzde 50′sinin petrol ve doğalgazdan, yüzde 30′unun kömürden, yüzde 10′unun nükleerden ve geri kalan yüzde 10′un ise yenilenebilir enerjiden karşılanacağı beklentisini yineleyen Bakan Yıldız, “Bugün Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ettiği yüzde 25′lik enerji oranı, dünya ve Avrupa’nın 2035 yılındaki hedefine denk geliyor” dedi.

Yıldız, Türkiye’nin 195 ülke arasında hidroelektrik kaynaklar açısından 11′ini, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da 17′nci, jeotermal kaynaklar bakımından 12′nci, rüzgar açısından 16′ncı, güneş enerjisi kapasitesinde de 27′nci sırada olduğuna dikkat çekerken, 2012 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’dan daha hızlı büyüyen bir enerji sektörü ile karşılaşıldığını vurguladı. Konuşmasının ardından konferans çıkışında gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Yıldız, Türkiye ile Suriye arasındaki gerilim enerji fiyatlarını artırıp artırmayacağına ilişkin bir soru üzerine, “Türkiye’den Suriye’ye verilen elektriğin ve Suriye üzerinden geçip Irak’a giden bir su kaynağının olduğunu biliyoruz. O açıdan böyle bir gerginliğin sonucunda, elektrik ve doğalgaz fiyatlarının artmasını beklemek yanlış olur. Bizim böyle bir beklentimiz yok. O açıdan herkesin müsterih olmasını istiyoruz” diye yanıtladı.

Suriye halkıyla değil, Suriye rejiminin yaptığı yanlışlarla ilgiliyiz
Türkiye’den Suriye’ye elektrik verilmeye devam edildiğini de açıklayan Bakan Yıldız, “Biz, insanlık dramına dönüşen, 30 binden fazla kişinin öldüğü, her gün ölenlerin sayısının arttığı bir ortamdan balsediyoruz. Biz, Suriye halkıyla değil, Suriye rejiminin yaptığı yanlışlarla ilgiliyiz. O yüzden biz, Suriye halkı ile oradaki masum insanlarla alakalı bir yaptırımdan bahsetmiyoruz” diye konuştu. Suriye ile gerginliğin sıcak savaşa dönüşme olasılığının sorulması üzerine Yıldız, “Ben o noktaya geleceğini düşünmüyorum” karşılığını verdi.
 
  Yayınlanma Tarihi: 05.10.2012 11:31:37

Nabucco ve TANAP hatları için yerli vana
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açılışını yaptığı EIF 2012 Enerji Kongresi’nde VASTAŞ’ın ürettiği Türkiye’nin en büyük doğal gaz boru hattı valfi görücüye çıktı. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açılışını yaptığı EIF 2012 Enerji Kongresi’nde VASTAŞ’ın ürettiği Türkiye’nin en büyük doğal gaz boru hattı valfi görücüye çıktı. Yıldız açılışın ardından Enerji Kongresinde katılımcılara seslendi. Yıldız daha sonra VASTAŞ CEO’su Nedim Ergin ile birlikte Türkiye’nin en büyük doğal gaz boru hattı valfini çalıştırdı. Yıldız şirket yetkililerine çalışmaları için teşekkür ederek başarılarından dolayı kutladı.
Doğalgaz projelerinde bugüne kadar kullanılan en büyük boru hattı vanaları 40 inç olurken, Nabucco ve TANAP gibi projeleride yer alması beklenen VASTAŞ ilk defa 56 inç vana ve aktuatör prototipini üretti. 7 bin çeşitlik valf ve aktuatör ürün portföyü ile dünyada sayılı doğalgaz ve petrol projelerinde boy gösteren VASTAŞ halen 70’e yakın ülkeye ihracat yapıyor. Valf, güç ünitesi, enstrümantasyon ve otomasyon ile komple kombine bir sistem sunan VASTAŞ, dünyada kombine üretim yapan ilk 10, Avrupa’da ise ilk 3’de yer alıyor.

VASTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Ergin açıklamasında ‘56inçlik vana ve aktuatörü geleceğin projelerine hazırlık olmak üzere, tedarikçilerimizin de dahil olduğu bir ARGE ekibi ile ürettik. Bundan heyecan duyuyoruz. Bu ürünler boru hattının en stratejik ürünleridir, Türk mühendis ve işçisinin başarısını göstermektedir.’ dedi.

  Yayınlanma Tarihi: 05.10.2012 11:43:42

8656698.jpg

İran'da nükleerci uzmanını bombaladılar
İran'ın başkenti Tahran güne bombalı saldırıyla uyandı. Tahran Üniversitesi yakınlarındaki bombalı saldırıda bir profesör yaşamını yitirirken, iki kişi de yaralandı. İran saldırıdan İsrail'i sorumlu tuttu.

Tahran Üniversitesi yakınlarında Profesör Mustafa Ahmedi-Ruşen'in seyir halindeki otomobiline, motosikletli bir saldırgan bomba yapıştırarak kayıplara karıştı.

Saldırıda nükleer bilimadamı olan Ahmedi-Ruşen hayatını kaybederken iki kişi de yaralandı.

Tahran vali yardımcısı Sefer Ali Baratlo bombalı saldırının İsrail'in bilimadamlarına karşı gerçekleştirdiği yeni bir saldırı olduğunu söyledi.

Saldırıda öldürülen 32 yaşındaki nükleer fizikçi Ahmedi Ruşen, İsfahan'daki Natanz nükleer tesislerinde uranyum zenginleştirilmesi departmanında çalışıyordu.

ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE BENZER SALDIRI 
İran'ın tanınmış nükleer bilimadamlarından Macid Şahriri 11 Ocak 2010 yılında benzer bir yöntemle öldürülmüştü. Şahriri otomobiliyle sehir halindeyken, bir motosikletlinin aracına mıknatıslı bir bombayı yapıştırması sonucu hayatını kaybetmişti. İran saldırının Şahriri'nin ölüm yıldönümüne gelmesine dikkat çekti.

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi Davani de benzer bir saldırıdan kurtulmayı başardı.

Yine Ocak 2010 tarihinde başka bir İranlı nükleer fizikçi olan Mesud Ali Muhammedi başkent Tahran'da bombalı saldırıda öldürülmüştü.

EnerjiHaber
İran Krizi Uzakdoğu'daki Petrol Fiyatlarını Yükseltti
Batı ülkelerinin İran'dan petrol ithalatını sınırlandırma yaptırımı, Uzak Doğu'daki petrol fiyatlarını yükselmesine sebep oldu. Batı ülkelerinin İran'dan petrol ithalatını sınırlandırma yaptırımı, Uzak Doğu'daki petrol fiyatlarını yükselmesine sebep oldu. 

Batı dünyası ile İran arasındaki restleşmeler, Uzak Doğu'daki petrol fiyatlarını hareketlendirdi. ABD'nin İran'dan petrol ithalatını sınırlandırma yaptırımını gündeme getirmesi ile Tahran yönetiminin de buna Hürmüz Boğazı'nı kesmekle tehdit etmesi başta Japonya ve Güney Kore olmak üzere Asya'nın sanayi devlerinde petro-kimya ürünlerinin fiyatlarını aniden yükselmesine sebep oldu. 

Güney Kore'de hafta başında bin 900 won (1,64 Dolar) olan benzinin litre fiyatı bugün bin 935 wona (1,67 Dolar) yükseldi. Uzmanlar İran krizinin devam etmesi halinde petrol fiyatlarında gözlenen artışın devam edeceğini ifade etti. Güney Kore popüler gazetelerinden Hankyore'nin haberinde göre, Batı dünyası ile İran arasındaki gerginliğin bir sene sürmesi ülkedeki benzin fiyatları dışında enflasyonu da artıracak. Haberde uzmanların yaklaşık yüzde 3 civarlarında seyreden enflasyon değerinin yaşanan krizin ilerlemesi ile 7'ye yükseleceğinden endişelendiği kaydedildi. 

ABD'nin İran'a petrol ithalatını sınırlandırma yaptırımına bugün destek veren Japonya'da ise petro-kimya ürünlerindeki dalgalanma geçen hafta başladı. Geçtiğimiz hafta motor yağları fiyatlarında artış görülen Japonya'da son günlerde benzin fiyatlarında da yükselme başladı. Hafta başında 137 yen (1,78 Dolar) olan benzinin litre fiyatı bugün itibari ile 140 yeni (1,82 Dolar) geçti. İran'dan petrol alımını azaltacaklarını duyuran Japonya'da petrol fiyatlarının bir süre daha artacağı öngörülüyor. 
(Cihan Haber Ajansı) 12.01.2012

9869317.jpg

İran Yine Meydan Okudu
İran'ın olası bir askeri saldırıda dünya petrollerinin yüzde 40;ının transfer edildiği Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla yetinmeyeceği, tüm savunma imkanlarını kullanacağı bildirildi.

Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, İran;ın savunma gücü ve olası tehditlere ilişkin Mehr haber ajansına yaptığı açıklamada, olası bir tehdit karşısında ülkenin tüm imkanlarından yararlanılacağını söyledi.

Devrim Muhafızları olarak, ülkeyi her türlü tehditten korumaya hazır olduklarını belirten Caferi, tüm savaş yöntemlerine karşı tedbir aldıklarını ifade etti.

Tümgeneral Caferi, olası bir ABD ve İsrail askeri saldırısında Hürmüz Boğazı;nın kapatılmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti: "Hürmüz;ün stratejik konumunu dikkate aldığımızda bu, hiçbir zaman gündemimizin dışında kalmadı. Dahası biz bununla (Hürmüz Boğazı;nı kapatmak) yetinmeyecek, açık sularda düşmana karşılık vereceğiz."

Devrim Muhafızlarının geçen haftadan beri devam eden füze tatbikatına da değinen Caferi, bu tatbikatta yer altındaki füze hangarlarının ilk kez denendiğini, fırlatılan füzelerin de İran;ın füze gücünün sadece küçük bir bölümünü ortaya koyduğunu belirtti.
AA
5448464.jpg
İran Petrolü Depolamaya Başladı
Amerika Birleşik Devletleri'nin petrol ambargosuyla karşı karşıya bulunan İran'ın, petrolünü satacak ülke bulmakta zorlandığı bildirildi.

İran, çıkarttığı petrolü denizdeki tankerlerde depoluyor. Denizcilik kaynakları, depo olarak kullanılan tanker sayısının 2'den 4'e çıkarıldığını bildirdi.

Uzmanlar, alıcı bulamasa bile, petrol sahalarındaki basıncı düşürmemek için İran'ın petrol üretimini önemli oranda düşüremeyeceğini kaydediyor.

Avrupa Birliği'nin İran'a ambargo konusunu 23 Ocakta ele alması bekleniyor. Avrupa Birliği ülkeleri, yeni ihracatçılar bulununcaya kadar, mevcut ithalat sözleşmelerinin iptal edilmemesini istiyor. Bu süre de 1 yıl olarak hesaplanıyor. Petrol bakımından İran'a bağımlı olan Yunanistan, ambargonun yürürlüğe gireceği tarihin daha da ileri atılması için temaslarda bulunuyor.

Bu arada Japonya, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri nezdinde girişimde bulunarak, İran'dan petrol alımının durdurulması halinde, açığı bu ülkelerin kapatmasını istedi.

Çin'in de fiyat anlaşmazlığı yüzünden bu ay ve gelecek ay için İran'dan petrol siparişini azalttığı, Çin Başbakanının gelecek hafta Suudi Arabistan'a yapacağı ziyarette, petrol ithalatının önemli bir gündem maddesi olabileceği kaydediliyor. Diğer ülkelerin İran'dan petrol ithalatından vazgeçmeleri halinde, Çin'in Tahran yönetimi ile pazarlıkta elinin güçleneceği de gelen haberler arasında.

Öte yandan İran'dan petrol ithalatının durması halinde, Suudi Arabistan'ın arz kapasitesinin de sınırlı olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, Suudi Arabistan'ın petrol üretimini günde 10 milyon varile çıkararak, azami kapasitesine yaklaştığını kaydediyor.

Amerika Birleşik Devletleri İran'dan petrol almıyor, ancak son yaptırım, İran Merkez Bankası ile iş yapan bütün finans kuruluşlarının kara listeye alınmasını öngörüyor.
11 Ocak 2012 12:10 - TRT Haber
7999768.jpg

Akdeniz'de Rumlara Karşı Dev Adım
TPAO ile Shell arasında Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde petrol arama, üretim ve paylaşım anlaşması imzalandı. 
Rum-İsrail ittifakı ABD'li Noble şirketi ile  Güney Kıbrıs açıklarında sondaj çalışmalarına devam ederken, Türkiye dev  bir hamleye imza attı. Milli  petrol şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile dünyanın  önde gelen petrol şirketlerinden Shell arasında Akdeniz ve Güneydoğu  Anadolu Bölgesi'nde petrol arama, üretim ve paylaşım anlaşması  imzalandı. 

Enerji  ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın şahitliğinde gerçekleşen iki  anlaşmaya TPAO adına Genel Müdür Mehmet Uysal, Shell adına da Royal  Dutch Shell Uuluslararası Arama ve Üretim Başkanı Malcolm Brinded imza  koydu. 

Enerji Bakanı Taner Yıldız, imza töreninde  yaptığı açıklamada, "Bu imza spekülasyondan uzak teknik çalışmanın bir  ürünü. İki tarafa da hayırlı olsun" dedi. 

Anlaşma  kapsamında Antalya açıklarında sondaj kazılacak. 2 bin 500 metre deniz  derinliğine sahip olan bölgede sondaj masraflarını Shell karşılayacak.  Sondajı yapacak dev platformu Shell getirecek. Çalışmalar 2012 sonuna  kadar sürecek, işlenmesi 2014'ü bulacak.
3669190.jpg

Yenilenebilir Enerji Yatırımları Fosil Yakıt Yatırımlarını Geçti
Gelişen teknoloji ve artan fosil yakıtları fiyatları gibi nedenlerden  değişen 
şartlar geçen yıl enerji yatırımlarında bir ilkin yaşanmasını  sağladı. Bloomberg New Energy Finance  tarafından yapılan değerlendirmeye göre yenilenebilir enerji proje  yatırımları, fosil yakıtla çalışan proje yatırımlarını geçti.    Rakamlarla ifade edersek geçtiğimiz yıl içersinde yenilebilir enerji  yatırımlarına toplam 187 milyar dolar harcanırken fosil yakıtla çalışan  projelere 157 milyar dolar harcandı. 
Arada çok ciddi bir fark olmasa da  doğalgaz dönüşüm ve kömür santrallerine ilginin azaldığını gösteren  sonuçlar, güneş ve rüzgar enerji yatırımlarının kömürün karşısında daha  rekabetçi hale geldiğini kanıtlıyor. Güneş panelleri başta, dünya  çapında bireysel yenilenebilir enerji yatırımlarında artış olduğunu da  gösteren sonuçlar iklim değişikliğinin etkilerinin arttığı zamanda 
iyi  bir haber olarak geldi.

5014107.jpg


İsrail'in Kanatları Altında Sondaj
Akdeniz’de gerilime neden olan Kıbrıs Rum yönetiminin sondaj çalışmaları dün başladı. İsrail’in savaş gemisi ve uçaklarla petrol ve gaz arama faaliyetlerine destek verdiği belirtildi.

  Platforma personelleri taşıyacak helikopter de dün saat 11.15 sıralarında platforma gitti. Platformda çalışacak 3 Amerikalı, 1 de İsrailli personelin helikopterle platforma gittiği belirtildi.

Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen doğalgaz aramak için ilk çalışmayı önceki akşam başlattı. Amerikan Noble Energy şirketinin, Güney Kıbrıs açıklarında “Afrodit” ismiyle anılan 12. parseldeki sondaj işlemleri 24 boyunca aralıksız devam edecek. Rum Ticaret Bakanı Andonis Pashalidis, Rum medyası aracılığıyla sondaj çalışmasının başladığını duyurdu. Rum Milli Muhafız Ordusu’nun da (RMMO) kırmızı alarma geçtiği bildirildi. Sondaj çalışmalarını da İsrail donanmasına ait savaş gemileri ve casus uçakların koruduğu bildirildi.

ÇALIŞMALAR İYİ GİDİYOR
Rum Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Enerji Dairesi Müdürü Solon Kasinis de, 12. parselde doğalgaz çıkarılması amacıyla sondaj çalışmalarına önceki akşamdan itibaren başlandığını doğruladı. Kasinis, çalışmaların 24 saat temelinde yapıldığını ve şu an için iyi gittiğini vurguladı.

CASUS UÇAKLAR KORUYOR
Rum radyosu da, Noble Enery şirketinin platformunun üzerinde İsrail insansız casus uçaklarının uçuş  yaptıklarını ve İsrail donanmasına ait gemilerin de platformun doğusunda görüldüklerini duyurdu. Hükümet Sözcüsü Vekili Hristos Hristofidis de, hükümet olarak gerekli gördüklerinde açıklama yapacaklarını belirtti.

OBAMA DESTEKLİ
Öte yandan Rum basını ABD yönetiminin, Noble Enegy şirketini desteklediğini öne sürmüş ve “Obama Ankara’yı perde gerisinde uyardı” diye yazmıştı.

‘O BÖLGE TARTIŞMALI’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs Rum yönetiminin Güney Kıbrıs açıklarında ‘’Afrodit’’ ismiyle anılan 12. parselde petrol ve doğalgaz sondajı yapmasını “Bu münhasır ekonomik bölge tartışmalıdır, bu tartışmalı bölgede de böyle bir adımı atmalarının doğru olmadığını daha önce kendilerine de iletmiştik” sözleriyle değerlendirdi.
Başbakan Erdoğan, ABD’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, “Rum tarafının Doğu Akdeniz’de petrol arama çalışmalarının başladığı yönde haberler var. ABD Başkanı Obama’ya bu konuda ne tür mesajlar vereceksiniz? Bu arama çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine, şunları söyledi:
Güney Kıbrıs’ın, İsrail’in hatta Yunanistan’ın burada böyle bir münhasır ekonomik bölge ilan etmek suretiyle böyle bir çalışmaya başlamış olması... Biz de şu anda KKTC ile bu adımı atmış vaziyetteyiz ve çok kısa bir içerisinde, bu hafta içerisinde olması da mümkündür, münhasır ekonomik bölgemiz içerisinde bu çalışmaları başlatacağız. Münhasır ekonomik bölge olarak ilan ettikleri bölgeye yönelik de bizim farklı yaklaşım tarzlarımız var. Bu konuyla ilgili de askeri noktada gerek firkateynler, hücum botlarımızla gerekse bu noktada hava kuvvetlerimizin bölgede sürekli buraları takip etmek suretiyle...”

NEDEN 12. PARSEL SEÇİLDİ?
Milliyet'in haberine göre; Rumlar aslında doğalgaz aramalarını 3 veya 9’uncu parselde araştırma yapacaktı. Rum Yönetimi 2007’de bu yönde hem Suriye hem de Mısır’la anlaşmalar imzalandı. Anlaşmaların kamuoyuna açıklanmasından sonra Türkiye hem Suriye’ye hem de Mısır’a bu konuda sert tepki gösterdi. O dönem yapılan diplomatik temaslar sonucunda Suriye ve Mısır doğalgaz aramada geri adım attı. Rumlar da yalnız kalınca arama çalışmalarını sürdüremedi. Rumların geri adım atmasındaki en büyük tedirginliği bu parsellerin Türkiye’ye yakın olmasıydı.

DÜŞMANIMIN DÜŞMANI
Türkiye İsrail ilişkilerinde yaşanan krizi “düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığıyla avantaja çevirmeye çalışan Rum Yönetimi, İsrail’le diplomatik ilişkileri geliştirdi. 11 yıl aradan sonra ilk kez Rum Lider Dimitris Hristofyas İsrail’de üst düzey protokolle ağırlandı. Bu ağırlamanın ardından daha önce İsrail’le de doğalgaz arama anlaşması imzalayan Rum Yönetimi, sürecin hızlandırılmasını istedi.

İSRAİL’İN AMACI
İsrail de, doğalgaz arama konusunda Rumlara tam destek verdi. İki ülke arasında yapılan istişareler sonucunda İsrail’e en yakın olan 12. parsel seçildi. Buradaki amaç bu parsele Türkiye’nin müdahalesinin zor olacağının hesaplanması. 12. parsel hem Rum tarafına hem de İsrail’e yakın bir bölgede. Ada’nın tam diğer ucunda yer alıyor.

TÜRKİYE’NİN İTİRAZI
Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, parsel konusuna itiraz etmiyor. Türk tarafının savunduğu tez, “Ada’da çözüm olmadan Rumlar doğal kaynakları tek başına çıkaramaz ve buradan kazanç elde edemez” Bunu da 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarına bağlıyor. ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ eğer yasalsa ki, Rumlar “yasal” diyor. 1960 Cumhuriyeti’nde Rumlar kadar Türklerin de hakkı bulunuyor. Yani 1960 Cumhuriyeti’ne göre Türklerin de onayı ile adım atması gerekiyor Rumların. Türk tarafının itirazı da buna.

20 EKİM 2011, Perşembe

http://www.enerjihaber.com/israilin_kanatlari_altinda_sondaj-3-haber-258.html
Diyarbakır'da Yatırımcıya Doğalgaz Müjdesi
Özgür Ayaydın - Diyarbakır Organize ve Sanayi Bölgesi'ndeki yatırımcıların doğalgaz sıkıntısı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın girişimleri sonucu çözüme kavuşuyor. 
Diyarbakır-Elazığ karayolunun 20. kilometresinde yer alan ve içerisinde 134 fabrikanın üretimde bulunduğu organize sanayi bölgesine doğalgaz verilmesi için çalışmalar hızlandırıldı. Bir kaç yıldır devam eden sıkıntının giderilmesi için önceki hafta Diyarbakır'da Vali Mustafa Toprak, Organize Sanayi İş Adamları Derneği (DOSİAD) Başkanı Aziz Özkılıç ve Osb'deki bazı yatırımcılar ile yaptığı toplantıda, "doğalgaz" ile ilgili konuyu değerlendiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, durumu Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a iletti. 

Bakan Yılmaz, doğalgazın Osb'ye ulaştırılması için gerekli hattın ve indirme istasyonunun kurulması için ihtiyaç olan 5 milyon liranın "Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı Kapsamında" karşılanması için ilgili birimlere talimat verdi. Bu gelişme Osb'de yatırım yapan girişimcileri sevindirdi. 

Diyarbakır Organize Sanayi İş Adamları Derneği (DOSİAD) Başkanı Aziz Özkılıç, Aa muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süredir devam eden ve yatırımcılar için büyük önem taşıyan doğalgaz sorununu her platformda dile getirdiklerini söyledi. 

Sıkıntının giderilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker ile Vali Toprak'ın büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan Özkılıç, şöyle dedi: 

"Sayın Bakan Eker ile valilikte bir araya gelerek sıkıntımızı anlattık. Sağ olsunlar kendileri de anında Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'a iletti. Yapılan değerlendirme sonucunda doğalgaz hattının Osb'ye ulaştırılması için gerekli olan 5 milyon lira ödeneğin Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı'ndan karşılanması için çalışma başlatıldı. Yıllardır yatırımcılar için büyük sıkıntı olan doğalgaz sorunun giderileceği için çok sevinçliyiz. Çünkü Osb'ye doğalgazın ulaştırılması bizim için çok önemli bir konuydu. Çünkü doğalgaz kullanamadıkları için yatırımcılarımızın üretim maliyeti yaklaşık yüzde 30 oranında daha pahalı oluyor. Bu durum firmalarımızın başka firmalarla rekabet şansını yok ediyor. Bunun yanı sıra Diyarbakır'da üretim yapmak isteyen bazı firmalarımız Osb'de doğalgaz kullanımı başlamadığı için yatırım projelerini sürekli erteliyordu. Sıkıntı gidince Osb'ye yatırım talebi de beraberinde artacaktır. Sorunumuzun çözümüne katkıda bulunan Bakanlar Eker ve Yılmaz ile Vali Toprak'a teşekkür ediyoruz. Çalışmaların tamamlanmasının ardından önümüzdeki yıl yatırımcılarımız fabrikalarında doğalgaz kullanımına başlayacak." 

Diyarbakır Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Raif Türk ise, çeşitli sıkıntıları bulunan Osb'nin doğalgaza kavuşturulması için başlatılan çalışmanın yatırımcıları mutlu ettiğini söyledi. 

Doğalgaz kullanımının ürün maliyeti üzerinde büyük etkisi olduğunu vurgulayan Türk, "Doğalgazın gelmesi bizim için çok önemli bir gelişmedir. Üretim maliyetlerimiz doğalgaz sayesinde düşecek, bu da bize rekabet edebilme şansı yaratacaktır. Bu durumda Osb'ye yatırımcıların ilgisini hayli artıracaktır. Sorunu gidermek için çaba gösteren tüm yetkililere teşekkür ediyoruz" dedi. 

-"Üretim maliyetimiz yüzde 30 oranında azalır"- 

Osb'de Avrupa'nın en büyük entegre kalsit, alçı, alçıpan, yapı kimyasalları ve profil fabrikasını faaliyete geçiren Karavil Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Karavil ise fabrikalarına doğalgaz verilmediği için üretimde büyük sıkıntı yaşadıklarını söyledi. 

Yaklaşık 2 yıl önce Osb'de yatırıma başladıklarını ve kendilerine o dönem yetkililerce sürekli olarak üretime başlamadan fabrikalarına doğalgaz verileceğinin söylendiğini ifade eden Karavil, şöyle dedi: 

"Bu taahhüt karşısında biz de güvenerek fabrikalarımızı birer birer faaliyete soktuk. Ancak aradan geçen süreye rağmen sıkıntımız hala sürüyor. Aradan 2, 5 yıl geçti ve maalesef hala doğalgaz organize sanayi bölgesine getirilemedi. Doğalgaz olmadığı için çok zor şartlarda ve pahalı enerjiyle üretim yapıyoruz. Enerjide yüksek maliyetler ürettiğimiz ürünlere yansıyor ve rekabet etme şansımız azalıyor. Doğalgaz olmadığı için fabrikalarımızda İstanbul ve Tekirdağ'dan tankerlerle dökme gaz getirtiyoruz. İstanbul-Diyarbakır arası bin 364 kilometredir. Bu mesafeden yakıt getirip imalat yapmak ve serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı ortamda rekabet etmek mümkün değildir. Bölgede istihdamın yaratılması için başta girişimcilerin, ham madde, nakliye ve enerji gibi ürünleri makul maliyetlerle elde etmesi gerekiyor. Aksi takdirde Diyarbakır'da üretim yapılması mümkün olamamaktadır. Acil olarak doğalgaza ihtiyacımız var. Doğalgaz kullanırsak üretim maliyetimiz yüzde 30 oranında azalır. Doğalgazın Osb'ye verilmesi için başlatılan çalışmadan büyük mutluluk duyduk." 

20 Ekim 2011, Perşembe

YENİ KYOTO AB'Yİ BÖLDÜ 
Dünyadaki karbon salınımlarının yüzde 11'ini yaratan Avrupa Birliği'nin çevre bakanları, ikinci dönem bir Kyoto Protokolü'ne katılmayı, ancak kirliliğin büyük kısmını gerçekleştiren ülkelerin de katılması halinde kabul edeceklerini açıkladı. 
Euroactiv'in haberine göre Lüksemburg'da bir araya gelen AB çevre bakanları, Kasım sonunda Güney Afrika'nın Durban kentinde başlayacak iklim konferansı öncesi müzakere için pozisyonlarını belirledi.

Avrupa Komisyonu'nun çevreden sorumlu üyesi Connie Hedegaard, Reuters'a yaptığı açıklamada 'Yalnız olduğunuz bir mücadeleyi sürdürmenin ne anlamı var? Kalan yüzde 89'luk kesimden de bir şeyler gelmesi gerekir.' dedi.

Avrupa Birliği, en fazla emisyonu gerçekleştiren ABD, Çin ve Hindistan'ın, protokole katılması için bir yol haritası talep etti.

Kyoto Protokolü önümüzdeki yılın sonunda bitiyor ve yorumcular, o zamana kadar yeni bir küresel anlaşmanın hazırlanması için zaman kalmadığını söylüyor.

Hedegaard, 'İkinci dönem bir anlaşmayı koşulsuz kabul edersek, bazıları Durban'ı kurtardığımızı söyleyebilir. Ancak Durban, bir tonluk emisyonun bile önüne geçmiş olmaz.' dedi.

AB'de elde bulunan kirletme izinlerinin kullanılması ya da satılması konusunda da görüş ayrılıkları bulunuyor.

12 Ekim 2011 Çarşamba

RUMLAR DOĞALGAZ BULDU

Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arayan Rum kesiminin, 12. parselde doğalgaz bulduğu ve Rum lider Dimitris Hristofyas'ın bu hafta sonu bölgeye gideceği iddia edildi. 

LEFKOŞA - Kıbrıs Rum yönetimin, ''Münhasır Ekonomik Bölge'' (MEB) ilan ederek Afrodit olarak isimlendirdiği 12. parselde doğalgaz arama çalışması yapan Amerikan Noble Energy şirketine ait platformun,''doğalgaz kabarcıklarına ulaştığı'' iddia edildi. Rum Fileleftheros gazetesinin haberine göre, doğalgaz yatağı bugüne kadarki en iyimser hesaplamalardan yüzde 30-40 daha büyük ve sondaj kuyusundan doğalgaz buharı çıkmaya başladı. 

Gazete, deniz tabanının altında daha bin metre inilecek olmasına rağmen, dün yüzeye doğalgaz kabarcıkları çıktığını belirtti. Habere göre, son üç gündür yüksek hassasiyete sahip planlı ek araştırmalar yapılıyor ve bunlar doğalgaz yatağının kabuğunun, deniz tabanının yüzeyine 700-1000 metre daha yakın olduğunu gösteriyor. 
HRİSTOFYAS BÖLGEYE GİDİYOR 
Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın bu hafta sonunda, ''Homeros'' olarak adlandırılan platforma gideceği belirtildi. Haberde, Amerikan Noble Energy şirketi, doğalgaz üretiminin değerlendirilmesiyle ilgili olarak, Rum hükümetiyle yaptığı anlaşmalarda hiçbir gelişme yaşanmaması konusunda kaygılı olduğu savunuldu. 


7485460.jpg
AA
11 Ekim 2011 Salı

BİR PETROL FELAKETİ DAHA
Liberya bandıralı petrol tankeri Yeni Zelanda körfezi açıklarında karaya oturdu, tankerden sızan ham petrol çevreyi tehdit etmeye başladı.
Liberya bandıralı Rena adlı petrol tankeri, adanın kuzeydoğusundaki Plenty Körfezi’nde karaya oturdu. Tankerdeki 2 bin ton ham petrolün şimdiden 20-30 ton kadarı çevreye yayıldı. Yeni Zelandalı yetkililer, kazanın çok ciddi çevresel etkileri olabileceği uyarısında bulundu. 

Başbakan John Key, olayla ilgili önemli soru işaretleri bulunduğunu dile getirdi. Kurtarma ekipleri, petrol sızıntısını kontrol altına almak için hummalı bir çalışma yürütüyor. 
Ülkenin en turistik yerlerinden olan Plenty Körfezi ciddi tehdit altında... Zira gelecek günler için hava tahminleri bölgede fırtına şiddetinde güçlü rüzgarlar öngörüyor. 

10 Ekim 2011 Pazartesi

http://www.ntvmsnbc.com/id/25287078

ÇİN : İSRAİL'İN NÜKLEER TESİSLERİ DENETİME AÇILSIN

Çin, İsrail'i Nükleer Silahların  Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na bir an önce taraf olmaya çağırdı. 

Çin'in Uluslararası Atom enerjisi  Ajansı'ndaki Daimi Temsilci Yardımcısı Huang Vey, Konsey'in Ortadoğu nükleer sorununun ele alındığı toplantısında yaptığı konuşmada, öteden beri uluslararası alanda nükleer silahların yayılmasının önlenmesi sistemine destek verdiklerini  belirtti. 

Çin Uluslararası Radyosu'nun haberine göre, Huang Vey uluslararası toplumla birlikle Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılması ve bölgede barışın ve güvenliğin sağlanması için çaba  harcamaya devam edeceklerini söyledi. 

8437180.jpg


16 Eylül. 2011 Cuma
AA

ENERJİ ŞİRKETLERİ YİNE BİRİNCİ

Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu belli oldu

İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) gerçekleştirdiği “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu  Araştırması”na  göre 2010 yılında en fazla kar eden sanayi kuruluşu 4 milyar 850  milyon 920 bin  203 lira ile Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) oldu.

İSO'nun 43  yıldır  aralıksız olarak hazırladığı ve İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük tarafından açıklanan “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının  2010  yılı sonuçlarına göre, satış vergileri hariç net üretimden satışlar  alanında 20  milyar 819 milyon 67 bin 10 lira ile TÜPRAŞ birinci sırayı alırken,  bunu 9  milyar 740 milyon 496 bin 745 ile EÜAŞ, 6 milyar 4 milyon 819 bin 331 lira ile  Ford Otomotiv izledi.

TÜPRAŞ, sıralamada 2010 yılında ilk sırada yer  alırken, toplam üretimden satışlar içerisindeki payı yüzde 7,4'ten yüzde 8,2'ye  yükseldi.

İSO 500 içerisinde ilk 10 kuruluş arasında tek kamu kuruluşu  EÜAŞ oldu. EÜAŞ 2009 yılındaki yerini geçen yıl da korudu. 2009 yılında altıncı sırada bulunan Ford Otomotiv 2010 yılında üçüncü sıraya yükseldi.

Dördüncü sıradaki kuruluş bir önceki yıl üçüncü olan OYAK Renault olurken, bu şirketi TOFAŞ takip etti. 2010 yılında önceki yıla göre bir sıra gerileyen Arçelik altıncı sırada bulunurken, yedinci sırada Aygaz, sekizinci sırada ERDEMİR, dokuzuncu sırada İÇDAŞ Çelik, onuncu sırada ise İSDEMİR yer aldı.
Sonuçlara göre, 2010 yılında ilk 15 sanayi kuruluşu içinde bir kamu, 14 özel kuruluş yer aldı.

EN FAZLA KAR EDEN KURULUŞLAR

Araştırmaya göre, 2010 yılında 2009'da olduğu gibi en  fazla kar eden kuruluş 4 milyar 850 milyon 920 bin 203 lira ile EÜAŞ oldu. En  fazla kar eden kuruluşlar arasında Türkiye Petrolleri A.O. 1 milyar 297 milyon  369 bin 534 lira ile ikinci sırada yer alırken, vergi öncesi dönem karında açık  ara ile ilk iki sırayı kamu kuruluşları aldı.

Üçüncü sırada 929 milyon  422 bin 37 lira ile TÜPRAŞ bulunurken, dördüncü sırada Ford Otomotiv, beşinci  sırada Philsa Philip Morris Sabancı, altıncı sırada Eti Maden İşletmeleri yer  aldı. Listenin yedinci sırasında Anadolu Efes Biracılık, sekizinci sırasında  Arçelik, dokuzuncu sırasında OYAK Renault, onuncu sırasında ise Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu yer aldı. En fazla kar eden ilk 10 kuruluş arasında 4 kamu  kuruluşu bulunurken bu sayı 2009'a göre bir adet arttı.

İLK 50 KURULUŞUN PAYLARI

İlk 500'de  ilk 50 sanayi kuruluşunun üretimden satışlar içerisindeki payı 2009'da yüzde  48,5 iken 2010 yılında yüzde 49,8'e yükseldi. Üretici fiyatlarıyla brüt katma  değerde ilk 50 kuruluşun 2010'daki payı yüzde 53,8 oldu. 2010 yılında ilk 50  kuruluşun dönem kar ve zarar toplamı içindeki payı yüzde 55,3 olarak  gerçekleşirken dönem kar ve zarar toplamı 2009 yılına göre 14,2 puan artış gösterdi. Geçen yıl ilk 50 kuruluşun ihracat içindeki payı bir önceki yıla göre  artarak yüzde 50,1'den yüzde 51,4'e yükseldi. Çalışanlar sayısı açısından ise  ilk 50 kuruluşun payı 2010 yılında yüzde 30,7 oldu.

2912318.jpg


28 Temmuz 2011
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/18358399.asp











​​

güncelleme: 7.12.2016 17:56